Yapılan araştırmalar çalışanların çoğunun sevdikleri işi yapmadıklarını gösteriyor. Bu da iş hayatına yansıyor. Çalışanların çoğu mutsuz. İşlerini sevmiyorlar. Şirketlerini, yöneticilerini, patronlarını sevmiyorlar.
Bir insanın sevmediği bir işi yapması, en zor durumlardan biri. Bir nevi mahkumiyet. Tek kişilik bir hapishanede geçirilen bir hayat. İçinden çıkılması zor bir labirent. Sevilmeyen iş, insanın her gün kendine yaptığı bir tür işkence.
Sevilmeyen iş insanın ruhuna, hayatına, çevresine zarar veren bir unsur.
Sevmedikleri işi yapan insanlar belirli süreden sonra bu duruma alışmaya başlıyorlar. Sevmedikleri iş, sayılan saatler, iple çekilen çıkış anları olağan gelmeye başlıyor. Kendilerini mecbur hissediyorlar. Başka çarelerinin olmadığını düşünüyorlar. Ve sevmedikleri işleri yapmaya devam ediyorlar.
İnsanlar neden sevmedikleri işi yaparlar?
Donanımları yetersizdir
Her işin gerektirdiği bir donanım var. Sevilen iş sayısı sınırlı. Bu yüzden her isteyenin sevdiği işi yapma ihtimali yok. Sevdiğiniz işi yapabilmek, sıyrılabilmek, seçilebilmek için bazı özelliklere sahip olmanız gerekiyor.
Bir insanın donanımı sadece iş bilgisi, tecrübesinden ibaret değil. Donanım bir insanın bütününü kapsar. Yani vizyonu, iş yapma becerisi, iletişim yeteneği, algılama yapısı gibi unsurların hepsi donanımın bir parçasıdır. Bir insanın donanımının en önemli ve gerekli kısımlarından biri, diğer insanlarla bağlantı kurma yeteneğidir. Sevdiği işi yapan insanların çoğu, teknik donanımlarının yanında bu yeteneğe de sahiptir.Bu da onların diğer rakiplerinden sıyrılmalarını sağlar.
Mali zorluklar
Kredi kartı borçları, ödenmesi gereken krediler çoğu insanı zor durumda bırakıyor. Her ay ödemeniz gereken faturalarınız, kredi borçlarınız varsa, sevdiğiniz işi seçme ihtimaliniz zorlaşır. Ay sonları zor geliyorsa, bütçenizi ayarlayamıyorsanız, sevdiğiniz işi yapmak hayal gibi gelir.
Sevilen bir işi bulmak, onu elde etmek ciddi bir çaba istiyor. O yüzden özellikle mali zorluklar yaşayıp, sıkıntılar içinde uğraşan insanların sevdikleri işi yapmaları zorlaşıyor.
Vazgeçmek zordur
Vazgeçmek kolay sözünü çok duymuşsunuzdur. Ama vazgeçmek zordur. Vazgeçmek cesaret ister. Herkes vazgeçemez. Çünkü vazgeçmenin de bir bedeli var. Herkes bu bedeli ödemek istemez.
Bir insan işini sevmeyebilir. Ama ay sonu hesabına yatan maaştan, şirketin sağladığı olanaklardan, rahatlıktan, imajdan vazgeçmek kolay değildir. Şirketin size sağladığı ayrıcalıkları bırakmak, rahatınızı bozmak, arkanızı dönüp gitmek kolay değildir.
Vazgeçememek, elindekini koruma çabası, işini sevmese de bırakamamak çok güçlü bir yapıya sahiptir. Çoğu insan bu durumu yaşar. İşini sevmez, mutsuz, umutsuzdur. Hayal kurmaktan vazgeçmiştir. Mevcudun rahatlığı, kolaylığı onu esir eder. Kıpırdamak istemez. Koltuğunu bıraktığı, kalkıp gittiği zaman bir daha o koltuğa oturamayacağını düşünür. Ama bir gerçek var: Siz kalktığınızda o koltuğa başkası oturuyorsa, o koltuk sizin değildir.
Riske girmek istemezler
İnsanların çoğu değişimi sevmez. Yeni bir yapı kurmak, yeni bir iş bulmak, sevdiği iş için uğraşmak kulağa hoş gelebilir. Ama içinde riskler de barındırır. Çünkü sevdiğiniz işi bulabileceğinizin garantisi yoktur. Daha fazla maaş alacağınızı, daha çok kazanacağınızı kimse garanti etmez.
Sevdiğiniz iş için bir yola çıkmak çoğu zaman bir bilinmeze yolculuktur. Bilinmeze yapılan yolculuklar zordur. Emek ister. Cesaret ister.Bu yolculuklara çok az insan çıkabilir. Zaten çoğu insanın, sevmediği işleri yapmalarının en büyük nedeni budur. Riske girmek istemezler. Rahatını bozmak, konfor alanından çıkmak kabus gibi gelir. Sevmedikler bir işte ömür tüketmeyi göze alırlar.
Bir insanın işi, hayatının büyük bölümünü kaplıyor. Sevmediği bir işi yapması aynı zamanda sevmediği bir hayatı yaşaması demek. Çoğu insan bunun farkında. Sevmediği işi yapıyorlar, mutsuz oluyorlar. Ama harekete geçmiyor. Belki mevcut imkanların rahatlığı, belki mali zorunluluklar ayaklara prangalar vuruyor. Sevmedikleri işi yaparak mutsuz bir hayat yaşamayı göze alıyorlar.
Bazı insanlar ise işlerini sevmedikleri halde onlar için önemli olanın iş dışındaki vakitler olduğunu düşünüyorlar. Fakat koca bir hayatı ıskalıyorlar. Fark etmiyorlar.
Bu yazıyı beğendiyseniz, sizin için önerimiz: Bazen En Cesurca Karar Vazgeçebilmektir yazısı. Keyifli okumalar.