Zaman, hayattaki en kıymetli şeylerden biri. Benjamin Franklin ” Zaman, hayatın kendisidir. Hayatı seviyorsanız, zamanınızı boşa harcamayın” diyor. Zaman, satın alamayacağımız, telafi edemeyeceğimiz bir kavram.O yüzden onu doğru yönetmek, planlamasını iyi yapmak hayat kalitemiz açısından çok önemlidir.
Zaman bu derece önemli ise, en verimli şekilde kullanmak için ne yapmalıyız? Mükemmel zamanlama var mı? Bu konuda Daniel Pink ‘in yazmış olduğu, Ne Zaman? adlı bir kitap var. Pink, bu kitabında mükemmel zamanlamanın sırları var mı? Konusunu araştırmalar ve örneklerle inceliyor. Sizler için bu konunun önemli detaylarının bir kısmını yorumladık.
Sabah İnsanı Mısınız Gece İnsanı Mı?
Bu konu çok tartışmalı bir konudur. Bazı insanlar sabahları daha verimli çalıştığını söyler. Bazı insanlar sabahları uyanmakta zorluk çektiklerini, en verimli çalışma saatelerinin gece saatleri olduğunu söylerler. Bu konuda yazarların hayatını da incelediğimizde kendi aralarında ayrımlar görüyoruz. Bazı yazarlar sabah erken saatlerde çalışırken, bazı yazarlar gece geç saatlerde yazarlarmış
Sabah veya gece insanı olmanın bilimsel karşılığı var mı? Kitapta bu konuda yapılmış araştırmalara yer veriyor.
İlginç bir veri var:
” Alman araştırmacı Till Ronneberg’in yaptığı araştırmaya göre insanlar 3 türe ayrılıyor. 1. Tarla kuşları %14 (Sabah İnsanları ), 2. Üçüncü kuşlar %65 (Ne sabah ne akşam), 3. Baykuşlar (Gece İnsanları) %21 .”
Yani sanılanın aksine sadece iki tür insan yok. 3 tür insan var ve insanların çoğu ne gece ne de sabah insanı. Hangi tür insan olduğumuzu nasıl tespit edeceğiz? Kitapta bunu tespit edebileceğiniz bir test de bulunuyor.
Hangi gruba girdiğimiz önemli mi? Evet önemli. Çünkü yapılan araştırmalara göre bu grupların gün içindeki ritimleri birbirinden farklı.
” Sabah insanlarının gün içindeki verimleri sabahtan geceye zirve- düşüş- toparlanma şeklinde gerçekleşirken, gece insanları aynı zaman diliminde toparlanma-düşüş-zirve akışında yaşıyorlar.”
Tarla kuşu mu? Baykuş mu? Hangi tür olduğunuzu bilirseniz, gün içinde verimliliğinizi daha iyi ayarlayabilirsiniz. Ayrıca ilginç bir detay daha var.
Araştırmalara göre:
” Tarla kuşları analitik kararlar için sabah daha verimliyken, baykuşlar gece analitik kararlarda daha başarılı oluyorlar”
Günü verimli geçirmek için bir öneri daha var: “İnsanlar genellikle uyandıktan 7 saat sonra verimlerinde düşme gerçekleşiyor. Bu zaman diliminde sizi tazeleyecek bir mola verimliliğinizi artırır” Yani sabah 7 de kalkıyorsanız 14.oo de, 9 da kalkıyorsanız 16.00 gibi veriminiz düşecektir. Tazelenmenizde fayda var.
Molalar Hayat Kurtarır Mı?
Molalar özellikle verimli geçiriliyorsa, bizi tazeleyen verimimizi arttıran zaman dilimleridir. Molalar verdiğimiz kararları etkiler mi? Mola vermediğimizde hatalı karar verir miyiz? Bu konuda da kitapta ilginç araştırmalar bulunuyor.
Yapılan bir araştırmaya göre ” Hakimler mola verdikten sonra girdikleri duruşmalarda daha hoş görülü oluyorlar. Moladan sonra girilen duruşmalarda oransal olarak daha fazla kişi serbest kalabiliyor.”
Öğrencilerle ilgili yapılan bir araştırmaya göre ise:
Molalar iş hayatımızdaki verimliliği de etkileyecek önemli zaman dilimleridir. Verimli kullanılan molalar gün içindeki verimimizi de arttıracaktır. Bu konuda Pomodo tekniği bize yardımcı olabilir. Bu tekniğe göre verimli çalışmak istiyorsanız; 50 dakika çalışmalı 10 dakika ara vermelisiniz. Ve o 50 dakikada sadece bir işe odaklanmalısınız. Bu Pomodo Tekniği olarak geçiyor. Başarılı olmak için ise gün içinde 6-7 tane Pomodo saati gerçekleştirmek öneriliyor.
Alex Soojung, Dinlen adlı kitabında da bu konuya yer vermiştir. Dünyada çapında başarılı insanların sanılanın akisine aşırı çalışmadığını, odaklanarak gün içinde 5-6 saat çalıştıklarını örnekleriyle anlatmıştır. Bu konu ilginizi çektiyse, Daha Az Çalışarak Daha Fazla İş Başarmak Mümkün Mü? yazımızı okuyabilirsiniz.
Öğle Uykusu Verimliliğimizi Artırır Mı?
Öğle uykusu modern yaşamda ihmal edilen önemli bir konudur. Başarılı insanlarla yapılan röportajları incelediğinizde, çoğunun öğle saatlerinde küçük şekerlemeler yaptığını görürsünüz. Bu şekerlemeler insanın verimliliğini arttıran önemli zaman dilimleridir.
Öğlen uykularının verimliliği arttırdığına dair somut veriler var mı? ” İtalyan polisleri üzerine bir araştırma yapılmış. Öğle saatlerinde şekerleme yapanların %48 daha az trafik kazası yaptığı tespit edilmiş.”Çünkü öğle uykusu bizi tazeliyor. Karar alma mekanizmamızı güçlendiriyor.
Kitapta ilginç bir araştırma daha var.” Düzenli olarak şekerleme yapan insanların, yapmayanlara göre kalp hastalıklarından ölme riski %37 daha azmış” Gördüğünüz gibi öğle uykusunun aslında hayat kurtarıcı bir işlevi de var.
Bu noktada önemli bir konu var. Öğle uykusu uyuyalım, şekerleme yapalım. Peki, şekerleme süresinin ideal bir aralığı var mı? Kitapta bu konu ile ilgili de bir araştırma var:
” Sleep dergisinin yaptığı araştırmaya göre ideal şekerleme süresi 10 ile 20 dakika arası. 30 dakikayı geçerseniz ve 1 saate yaklaşırsanız, uykunuzun evresi değişiyor. Ve uyanmak için daha fazla çaba sarf etmeniz gerekiyor.”
İdeal şekerleme süresini geçmek sağlıklı bir durum değil. Çünkü bu durumda uykunuzun derecesi daha derin kısma geçiyor. Uykunun modu derinleştikçe uyanmanız zorlaşır. Uyansanız bile kendinize gelmeniz zorlaşıyor. Öğle uykusunun verimli olduğu bilimsel araştırmalarla ispatlanmış durumda. Aynı zamanda öğle saatlerinde şekerleme yapmak, birçok kültürde önerilen bir durum. Japonya’da bazı şirketlerde öğle saatlerinde şekerleme yapmak teşvik ediliyor. Bunu gerçekleştiren çalışanlara ekstra imkanlar sunuluyor.
Öğle uykusu alışkanlığını kazanmanız verimliliğinizi arttıracak, kararlarınızın kalitesini arttıracaktır. Gün içinde düşen enerjinizin tazelenmesini sağlayacaktır.
Mutlu Sonlar Önemli Mi?
Bir işi, ilişkiyi, yol arkadaşlığını nasıl bitirdiğimiz önemli mi? Bitişlerin hayatımız üzerinde önemli bir etkisi var mı? Bu konuda kitapta bir teorem var: ” Nobel Ödüllü Daniel Kahneman’ın ‘süre ihmali’ adlı bir teoremi var. Bu teoreme göre, bir olayın ne kadar sürdüğünü önemsemiyor, sonunda olanlarıysa büyütüyoruz”. Bu oldukça ilginç bir durum. Yaşadığımız tüm olayları duysal bağ kurarak kaydederiz. Duygusal bağ kurmadığımız hiçbir olayı ise hatırlamıyoruz. Hayatımızda da iyi biten ilişkileri iyi hatırlarken, süreçte iyi olsa bile sonu kötü biten ilişkileri hatırlamak istemeyiz. Bu durum beynimizin bizim hayatta kalmamızı kolaylaştırmak için tasarladığı bir illüzyondur.
Bitiş çizgilerinin önemli olduğuna dair bir diğer örnek seçimlerle ilgili. Amerikan seçimleri ile ilgili bir araştırma yapılmış. Normal şartlarda rasyonel olan insanların seçimle ilgili kararlarını 4 yıllık süreyi göz önüne alarak vermeleridir. Yapılan araştırma bu sonucu vermiyor. Araştırmaya göre,
” İnsanlar kararlarını 4 yıla göre değil, son yılın ekonomisine göre veriyorlarmış.”
Dünyaca ünlü boksör Mike Tyson 1980 yılında boksa başlamıştır. 1990 yılına kadar katıldığı 37 maçın 37 sini de kazanmıştır. Dünya şampiyona olmuştur. O yıl boksu bıraksa unutulmaz bir efsane olacakken, sonrasında yenilgiler almaya başlamıştır. Unvanlarını kaybetmiştir. Kariyerinin sonlarında ise sert bir düşüşe geçmiş ve borçlarını ödemek için dövüşmek zorunda kalmıştır. Son döneminde yapılan bir röportajda şu sözleri söylemiştir.
“Kendimi 120 yaşında gibi hissediyorum. Dövüşerek ve bu kalibrede rakiplere yenilerek bu spora ve kariyerime saygısızlık ediyorum. Sanırım bir daha dövüşmeyeceğim“
Mike Tyson kötü bir boksör değildi. Ama kariyerini kötü bir şekilde bitirdi. Ve biz onu başarısız bir boksör olarak hatırlayacağız.
Abraham Lincoln Amerika’nın 16. başkanıdır. Efsane Amerika başkanlarından biridir. Hayatı başarılarla mı doludur? Lincoln 34 ve 36 yaşlarında kongre seçimlerini kaybetmiştir. 38 yaşında eyalet seçimini kaybetmiştir. 46 ve 49 yaşında senato seçimini kaybetmiştir. 48 yaşında başkanlık seçimini kaybetmiştir. 52 yaşında ise başkanlık seçimini kazanarak Amerika tarihinin en önemli başkanlarından biri haline gelmiştir. Lincoln bu kadar seçim kaybetmesine rağmen onu başarısız olarak hatırlıyor muyuz? Hayır. Çünkü bitişler kıymetlidir. Bitişler olumlu ise, biz bitişleri iyi hatırlarız.
Senaristler de bu durumun farkındadır. Özellikle Holywood filmlerinde, kahramınız film süresince birçok başarısızlık ve kayıp yaşar. Filmin son anlarında ise başarılı olur. Ve film mutlu sonla biter. Yeşilçam fimlerinde de bu durum geçerlidir. Yaşar Usta işten atılır, evsiz kalır, birçok sorun yaşar. Ama film sonunda kazanır. Biz de mutlu oluruz. Bu yüzden mutlu sonlar önemlidir.
Ne zaman kitabının içinde bu yazıya sığmayacak kadar birçok güzel araştırma ve konu var. Okumanızı öneririz.
Yararlanılan Kaynak: Ne Zaman?