Önce bir rüzgar başladı. Her yerde haberlerini görmeye başladık. Gazeteler onu haber yapıyordu. Televizyonlarda haber bültenlerini kaplıyordu. Dergiler sürekli onu anlatıyorlardı. İlk başta tam olarak ne olduğunu, etkilerini bilmesek de ondan bahsediyorduk.
Onu anlatmak ilgi çekiyordu. İnsanlar merak ediyordu. İlginç sonuçlar ortaya çıktıkça, etki gücünün artmasıyla, popülaritesi de artmış oluyordu. Hangi konudan mı bahsediyorum?
Son dönemdeki en önemli gündem başlıklarımızdan birinden, yani sosyal medyadan. Sosyal Medya’yı bölümlere ayırmak gerekiyorsa ilk bölümün geride kaldığını düşünüyorum. Yani giriş bölümü tamamlanmış oldu. Onunla tanışmış olduk. Bu süreçte neler mi oldu?
1. Sosyal medya nedir? En çok bu soru soruldu. Yeni bir şeyi keşfetmenin heyecanını yaşadık. Sosyal medya nedir diyerek; onu anlamaya, tanımlamaya, cümlelerle ifade etmeye çalıştık.
2. Birçok yerde haber yapıldı. Hakkında bilen bilmeyen herkes, konuştu, yorum yaptı. Bu da ilk aşamada bir bilgi kirliliği oluşturdu. Ama zamanla etkileri daha net görülmeye başlayınca, insanların kafalarında netleşmeye başladı.
3. Markalar sosyal medya ile tanıştılar. Kimileri de sosyal medyada yer almaya başladı. Orada olan kitlenin çokluğu, kolay ulaşım imkanı, sayının her gün artması ilgi çekiciydi Bu fırsatı değerlendirmek için sosyal medyada yer almaya başladılar. Sosyal medya yararlı mı zararlı mı? Markaya zarar verir mi? Soruları sıkça telaffuz edilmeye başlandı. Bu durumda korunaklı markaların daha geç girmesine, hatta girmemek için direnmesi neden oldu.
4. Markalar için farklı bir deneyim yaşanıyordu. Daha önce ürünü satıp sonrası hakkında çok bilgisi olmayan markalar, müşterisiyle temas etmeye başladılar. Müşteriler kimi zaman olumlu şeyler söyledi. Kimi zaman eleştirdiler. Bir anlamda markaların imtihanıydı bu.
Dersini iyi çalışan ürünü, hizmeti iyi olanlar hızla yükseldiler, daha çok tanınmaya başladılar. Sosyal medya onlar için iyi bir yerdi. Ama ürünü yeterince iyi olmayanlar, hizmet noktasından eksik kalanlar büyük küçük denilmeden eleştirildiler. Müşteriler, sayfalarda binlerce kişi olmasına aldırmadan ağır eleştiriler yapıyorlardı. Kimisi bu süreci yönetebildi, eksiklerini öğrendi. Kimisi yapamadı. Daha da agresifleşti.
5. Marka tarafında sosyal medyanın heyecanı yaşanırken, reklam dünyasında yeni bir kavram ortaya çıktı: Sosyal Medya ajansları. İşi sadece sosyal medya konusunda çalışmalar yapmak, hesap yönetmek olan ajanslar ortaya çıktı. Bu ajanslar genç arkadaşlardan kuruluydu. Çünkü sosyal medya çok yeni bir şeydi. Çok fazla tecrübe istemiyor gibi görünüyordu. Bu ajanslar hızla büyümeye, büyük markalarla çalışmaya başladılar. Kapısından içeriye girmek için aylarca uğraşacakları markalara danışmanlık vermeye başladılar, genç arkadaşlar. Yeni yeni kavramlardan bahsediyor, konuşmalarının aralarına bolca İngilizce kelimeler sıkıştırıyorlardı.
Pazardaki boşluk hızla büyümelerine neden oldu. Böyle olunca da çok kişi olmaya başladılar. Ajanstaki kişilerin sayısı gün geçtikçe arttı. Şu kadar kişiyiz demek onları daha mutlu etmeye başladı. Büyüdükçe yer değiştirip daha büyük, daha iyi ofislere geçmeye başladılar. Bu da kestikleri faturalara yansıdı. Daha büyük sayılar yazmaya başladılar. Bu da beklentileri arttırdı. Kimisi bu süreçte başarılı oldu, kimisi başarısız olup müşterilerini kaybetti.
6. Sosyal medya uzmanı kavramı ortaya çıktı. Birçok unvanda yardımcı kelimesi kullanılırken, bu unvanda kullanılmıyordu. İnsanlar direk sosyal medya uzmanı olmaya başladılar. Üniversiteden yeni mezun kişiler eskiden ne yapsam diye düşünürken, şimdi sosyal medya uzmanıyım diye geziyorlardı. Tabi kavram tam olarak bilinmediği için uzmanı olmak da daha kolaydı.
Pazarlamayı, reklamı, iletişimi bilmeyen insanlar kitleleri yönetmeye talip olabiliyorlardı. Kimisi bu süreci iyi yönetti, kendisini geliştirdi. Sosyal medyanın dinamiklerini iyi tahlil etti ve başarılı oldu. Kimisi tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Hatalar yaptı. Bu hataların bedelini markalar ödemiş oldu. Kimileri ise daha başarılı olmadıklarının bile farkında değiller. Kendi kurdukları dünyada geçici bir saltanat sürüyorlar.
7. Marka ve kampanya sosyal medyanın en popüler konularından biri oldu. Markalar sosyal medya vadilerine toplanmış insanlara bir şeyler vaad etmeye başladılar. Bu şekilde daha fazla kişiyi kendi bölgelerinde tutabiliyorlardı. Bazen soru sorup ödül verdiler. Bazen arkadaşını getir, çekilişe katıl ödül verelim dediler. Ve 2 kesim oluşmaya başladı. Ödül dağıtan, bizim için şunu yap, bunu yap diyen markalar ve ödül için bir şeyler yapmaya çalışan insanlar.
Kaliteli işler yapan insanlar burada da kendilerini belli ettiler. Sosyal medyaya uygun kampanyalar düzenleyip daha güzel sonuçlar aldılar. Kimileri ise kampanya yapmak için kampanyalar yaptılar. Amaçsız kampanyaları çoğu zaman sonuçsuz kaldı. Daha kötüsü marka imajlarına da zarar verdi. Tüketici, markasını hiç böyle görmemişti.
8. Markalar kampanyalar yaparlarken sayfalarındaki kullanıcı sayıları artmaya başladı. İşte şimdi yeni bir dönem başlıyordu. Kimin sayfasındaki üye sayısı daha fazla bu takip edilir oldu. Marka yöneticileri bu konularda çalışanlarına ne tür çalışmalar yaptıklarından daha çok, kaç kişi olduk sorularını sormaya başladılar. Çok kişi olmak daha fazla kişiye ulaşmak önemli bir kriter haline gelmeye başladı. Bu da yeni bir kavramın habercisiydi: Sayı tuzağı.
Çok kişiye ulaşmak tek hedef haline gelince bazı şeyler daha mübah hale gelmeye başladı. Rekabet daha kızıştı. Etkileşimin tüketiciyle kurulan ilişkinin önemi geriye atılıp, sayının çokluğuna bel bağlanmaya başlandı. Ama bu süreçte sayfaya üye olanların bir kısmının gerçekte o sayfada, orada olmadıkları kampanya mirasçıları oldukları görülünce, bu konu farklı bir boyut kazandı. Ama tüm bunlara rağmen etkileşimin önemini kavrayamayan sadece sayı arttırma derdinde olan birçok marka oldu.
Sosyal medya’daki ilk perdede yaşananları anlatmaya çalıştım. İlk rüzgar geride kaldı ve hakikaten rüzgar gibi geçti. İlk aşama olan giriş bölümü geçirmiş olduk. Şimdi sırada 2. Aşama olan gelişme var.Bu iyiyle kötünün daha net ayrıldığı, markaların daha çok bilinçlendiği bir dönem olacak. Başarısızlar daha net göze çarpıp hızla elenecekler. Yeni bir dönem bizi bekliyor. Bakalım neler olacak?