John Hegarty en başarılı reklamcılardan biri olarak kabul edilmektedir. Reklamcılıkta yaklaşık yarım asırlık bir süre geçirmiştir. Audi, Levi’s, Volkswagen gibi markalarla çalışmış. Büyük ses getiren işler yapmıştır.
Başarılı reklamcı, Yaratıcılık İçin Kuralları Boşverin adlı kitabında, yaratıcılık için bazı tavsiyeler vermiş. İsterseniz birlikte inceleyelim: (Hegarty’in söylediklerini tırnak içine alıp, açıklamalarımızı ekledik.)
“1. Yaratıcılık konusunda insanın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, boş bir sayfadır.”
Boş sayfa yazarlarında en büyük kabuslarından biridir. İlk cümleleri yazmak, ilk fikirleri ortaya çıkarmak oldukça zordur. Boş sayfa, korkunun kaynağıdır. Kendinizle yüzleştiğiniz, yeni bir şey ortaya koymanın gerekliliğinin ortaya çıktığı durumdur.
Boş sayfa konusunda Hegarty, cesur olmayı öneriyor. “Başarılı olmak istiyorsanız önce kendinize güvenmeli sonra işinizi sevmelisiniz.” diyor. İlk adımı attığınızda boş sayfa etkisinden kurtuluyorsunuz. Önemli olan başlangıcı yapabilmektir. Sanılanın aksine yaratıcı insanlar ilk adımlarında, ilk işlerinde veya her işlerinde başarılı olmazlar. Dünyaca ünlü ressam Picasso’nun binlerce tablosu vardır. Başarıya tek bir tablo ile ulaşmamıştır. Odaklanıp, binlerce tabloya yapabildiği için unutulmaz bir ressam olmuştur.
“2. Yaratıcılıkta esas hedef sadelik olmalıdır.”
Sadelik, gereksizlerden kurtulma sanatıdır. Sadeleşebilmek için bütüne hakim olmak, iyiyle kötüyü hızla ayırabilmeniz gerekir. Sadeleşmek insanların zihnini aydınlatmanın en önemli yollarından biridir. İnsanların reklam ajanslarıyla çalışmalarının en önemli nedenlerinden biri, anlatmak istediklerini etkili ve sade şekilde anlatabilme istekleridir.
Hegarty, “Yaratıcılık olmak istiyorsanız, sade tutmalısınız” diyor. Buna ulaşmanın yolunun da gerçeklerden geçtiğini belirtiyor. Sadeleşmek için en saf ve net gerçeklere odaklanmalıyız. Bunu başardığımızda en etkili mesajı verebiliriz. Nike’ın pazarlama direktörüne Michael Jordan ile neden çalıştıklarını sormuşlar. Cevabı,” Reklamda anlatmamız gereken çok şey var. Ama Michael Jordan’ı gösterdiğimizde başka bir şey anlatmamıza gerek kalmaz” diyor. Sadeliğin gücü, netliğinden, herkesi etkileyebilme becerisinden gelir.
John Hegarty’nin En Meşhur Reklamlarından Biri: Levi’s
“3. Düşünmeyi bırakın. Hissetmeye başlayın.”
Hegarty, çok fazla düşünmenin ve rasyonel olmaya çalışmanın yaratıcılığı olumsuz etkilediğini söylüyor. O yüzden mantıklı olmaktan çok, duygulara hitap etmemiz gerektiğini vurguluyor. Kendisini yapılan bilimsel araştırmalar da doğruluyor. Beynimizin bir bilgiyi kaydetmesi için o bilginin mantıklı olması gerekmiyor. Beynimizin kayıt merkezi, duygularımızdır. Duygusal bir bağ kuramadığımız hiçbir bilgiyi kaydetmiyoruz.
Bu durum satın alma davranışlarında da görülür. O yüzden çokça söylenir” İnsanlar, duyguları ile satın alırlar. Mantıkları ile gerekçe üretirler.” İnsanları etkilemenin yolu, duygularını harekete geçirmekten geçiyor. Bunun yolu da mantığın ötesine geçebilmekle mümkündür. Hissettirebilmek için önce hissedebilmeniz gerekir.
“4. Yaratıcılık konusunda en önemli soru: Neden?”
Çocukların daha yaratıcı olduğu söylenir. Çocuklar büyüdüklerinde yaratıcılıklarının azaldığı anlatılır. Aslında azalan yaratıcılık değildir. Yaşanan merak duygusunun, korkularımıza yenilmesidir. Yeni şeylerin getirdiği bilinmezden korkarız. Deneyimlemekten endişe duyarız. Güvenli limanlarda seyahat etmek, bizi daha iyi hissettirir. İşte tam da bu durum yaratıcılığımızı engelliyor. Konfor alanımızdan çıkamadığımız için yeni şeyler denemiyoruz. Denemediğimiz için de farklı şeylere ulaşamıyoruz. Büyümenin belki de en acı tarafı, çocukluktaki saflığı ve korkusuzluğu kaybetmek. Ne dersiniz?
Hegarty, yaratıcı olmanın mevcut düşünce kalıplarına karşı çıkmakla mümkün olabileceğini savunuyor. Ve yaratıcı olmak, yeni şeyler meydana getirmek için basit bir soruya ihtiyacımız olduğunu vurguluyor: Neden?
“5. İyi, Mükemmelin Düşmanıdır.”
Steve Jobs’un bir röportajında söyledikleri burada daha anlamlı hale geliyor.” En büyük başarımız, reddettiğimiz fikirlerdir. Bugün başarılıysak bunu sağlayan, binlerce iyi fikre hayır diyebilmemizdir” diyor. Yaratıcı olmak, büyük işler yapmak için, neden? sorusuna ‘hayır’ yanıtını da eklememiz gerekiyor. Mükemmeli aramayanlar, iyiyle yetiniyorlar. Belirli bir süre sonra ise, vasata razı oluyorlar.
The Guardian İçin Hazırlanan Ödül Alan İşi:
“6. Alıştırma, Mükemmeli Yaratır.”
Yaratıcı olmayı, kendimizden uzaklaştırmanın en kolay yolu, onun özel bir yetenek olduğunu düşünmektir. Yaratıcı insanların, özel yetenekli insanlar olduğuna kanaat getirirsek, yaratıcı olmak için çaba sarf etmemize gerek kalmaz. İçimizi rahatlatırız. Maalesef gerçek böyle değil. Dünya’nın en başarılı müzisyenlerinden biri Mozart’tır. Mozart genç bir yaşta, 35 yaşında ölmüştür. Fakat bu genç yaşına 600 den fazla eser sığdırmıştır. Aynı şekilde unutulmaz sanatçı Beethoven’ın da 650 den fazla bestesi var. Yaratıcılık, emek verilmesi gereken, çok çalışmayı da içeren bir süreçtir. Dünya çapında bütün başarılı sanatçılar, çok çalışmışlar, ölümsüz eserler üretmişlerdir.
Hegarty bu konuda Malcolm Gladwell’in 10.000 saat kuralına inandığını söylüyor. (Gladwell bir işte uzmanlaşmak için 10.000 saat harcamak gerektiğini savunmuştur.) Hegarty bu konuda ayrıca alıştırmanın bizi geliştirmesi gerektiğini de söylüyor. Alıştırma bizi daha iyi hale getiriyorsa, değerlidir diyor.
Yararlanılan Kaynak: Yaratıcılık Kuralları Boşverin