Beynimiz üzerindeki araştırmalar arttıkça üzerindeki sis perdesi kalkmaya başladı. Bir dönem beynin ağırlığıyla zeka seviyesinin orantılı olduğu düşünülüyordu. Neyse ki Einstein’ın beyninin normalden daha ağır olmadığı görülünce bu konu netliğe kavuştu. Yani beynin özelliğini, gücünü belirleyen ağırlığı değildi.
Neydi peki? Kıvrımları. Yapılan araştırmalar gösterdi ki insanın beynindeki kıvrım miktarı onun zekasının derecesini belirliyordu. Yani beyninizi ne kadar çok çalıştırırsanız o kadar gelişebiliyordu. Beyinde kas gibiydi ne kadar çok çalıştırırsanız o kadar gelişiyordu. Bu konuda uzun süre araştırma yapan biri, Tony Buzan işi biraz daha ileri götürdü. Düzenli beyin egzersizleriyle IQ seviyesinin artacağını gösterdi. Ezberler tekrar bozuldu. Tüm bunları sağlayan yine beyindeki bir faaliyetti. Düşünmek.
Çoğumuzun zaman zaman ihmal ettiği, hata yaptığında ben bunu düşünmemiştim dediği kavram. Hem de bu alanda Dünya’nın en önemli uzmanlarından birinden yararlanarak. Edward De Bono.
Düşünme konusunda detaylı çalışmalar yapan biri. Çok satan bir kitabı da var. 6 Şapkalı Düşünme Tekniği adında. Düşünmeyi 6 şapka altında inceliyor. Başlıkları onun kitabından alıp açıklamaya çalıştık.
1)Beyaz Şapka(Olgular- Rakamlar- Objektiflik)
Yöneticilerin bir kısmı genellikle bu şapkayı kullanır. Siz istediğiniz kadar yapacaklarınızdan, fikirlerinizden bahsedin. Onları ilgilendiren rakamlardır. İlk sordukları bu işin maliyeti ne kadar bize ne kadar sürede dönecek sorularıdır. Olaya objektif, olgular eşliğinde bakarlar. Araştırma sonuçlarıyla ilgilenirler. Karar verirken belirli bir sistematiğe göre karar verirler. Bu düşünceye sahip şirketlerde genelde ciddi sorunlar yaşanmaz. Sadece, çok fırsat yakalanmaz. Yeni ve riskli şeyler yapılmaz. Belirli bir aşamada kalır yapı.
2)Kırmızı(Önsezi-Duygular-İzlenimler)
İşverenlerin en çok yer aldığı gruptur, kırmızı şapkalılar. Duygularıyla düşünür, önsezileriyle tartar, izlenimleriyle karar verirler. Onlardan” başarılı olacağını-yada olmayacağını- hissediyorum” cümlesini sık duyarsınız. Elimizde somut bir kanıt, dayanak, veri yoktur. Ama öyle hissetmişlerdir. Bazen koca koca projelerden son anda vazgeçilir.
Girişimcilerin çok kullandığı bu şapka bazılarının hızla yükselmesine de neden olur. Hani burnu iyi koku alıyor denir ya. Tam da bu gruba aittir. Bir işin başarılı olacağını anlarlar. Onları kimin başarıya ulaştıracağını fark ederler. Ve bu insanları kaçırmazlar.
3)Siyah(Olumsuz-Eleştirel)
Bu insanları genelde bakışlarından anlarsınız. İlgisiz ve donuk bir ifadeye sahiptirler. “Cık cık cık bu iş olmaz” deyiverirler. Olmayacak çünkü diye cümleye başlarlar. Heyecanla çalışan bir ekibin motivasyonunu bir anda düşürebilirler.Size nasıl, neden yapılamayacağını çok güzel anlatırlar. Daha önce iş hayatında olumsuz insan tipini anlatmıştım. Bu tiplerin en çok kullandığı şapka türüdür.
4)Sarı(Olumlu-İyimser)
Polyanna gibi deyimini hak edecek bir bakış açısına sahip şapkadır. Her şey de olumlu bir yan bulurlar. Bardağın dolu tarafından bakanlar, olaya iyi tarafından yaklaşanların kullandığı şapkadır. Siyah şapkalıların panzehiridirler. Etraflarında olumlu bir atmosfer oluştururlar. Bu şapkanın hata yaptırma olasılığı yüksektir. İyi tarafından bakınca olumsuz noktaları kaçırabilirsiniz.
5)Yeşil(Yaratıcı-farklı)
Bu şapkayı çok kullananların genelde tipleri biraz daha farklıdır. Çünkü içlerindeki farklı dünyanın, dışarıya da yansımasını isterler. Diğer bir özellikleri dikkatleri dağınıktır. Kafaları sürekli meşguldür. Aynı anda birden fazla işle uğraşabilirler. Tarihteki birçok dahi bu şapkayı kullanmıştır. Bu şapkanın en sevdiği soru “daha farklı nasıl olabilir” sorusudur. Farklılık, sıra dışılık, yenilik peşindedirler. Bu şapkayı sık kullananları yanınızda bulundurur ve düşüncelerinin toplanmasına yardım ederseniz harika işler çıkarabilirsiniz.
6)Mavi(Programlı- Odaklanmış)
“Evet arkadaşlar elimizde neler var”. Bu şapkayı tanıyacağınız cümledir. Eldeki verileri birleştiren onları uyumlu halde kullananların şapkasıdır. Onlar bir antrenör gibi çevresindekileri toparlayan kimin nerede oynaması gerektiği belirleyen kişilerdir. Bir anlamda orkestra şefidirler. Ahengi, uyumu, akışı sağlarlar. Eldeki verileri analiz eder. Çıkan sonuçları birbirine bağlar, odaklanılmasını sağlarlar. Moderatör gibi toplantıları yönetir, toplantının sonunda sözü alıp konuyu netleştiren kişileridir. Bu kişiler sayesinde birçok toplantı sonuca kavuşturulur. Onlar olmasa fikirlerin havada uçuştuğu tek bir balığın yakalanmadığı birçok toplantımız olurdu.
6 şapkalı düşünme tekniğini anlatmamızın nedeni; bu tekniği toplantılarınızda görüşmelerinizde kullanmanız. Diğer bir yandan algıda seçiciliğinizin artması ve bu şapkayı kullanan birini hemen anlayabilmeniz. Bunun yanında 6 şapka 6 farklı yapıyı ifade ediyor. Her ne kadar kişi gibi açıklasak da bu şapkalardan birkaçı aynı anda bir insanda bulunabiliyor. Bazen kırmızı şapkayı, bazen siyah şapkayı takabiliyorsunuz. Bu sistem sayesinde düşünmeniz daha sistemli hale geliyor. Çünkü bu şapkaların doğru ve uyumlu kullanımı daha verimli sonuçlar çıkaracaktır.
Siz en çok hangi düşünme şapkalarını kullanıyorsunuz?