Saha ekiplerini yönetmek, yöneticilerin en zorlandıkları konulardan biridir. Yöneticiler, ekiplerin yaptıkları işleri denetlemek, verimliliklerini ölçmek ve ortak bir paydada buluşturmak için ciddi çaba sarf ederler. Bunu günümüzün teknolojik imkanlarını kullanarak sağlamak ise, her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Tam da bu noktada son dönemde öne çıkan bir şirket var: Ekmob
Ekmob 2016 yılında kuruldu. Ekmob, lokasyon bazlı mobil CRM ve saha ekip yönetimi işi yapıyor. Ülkemizde birçok ulusal ve uluslarası şirket ile çalışıyorlar. 2017 yılında yatırım da alan başarılı şirket, son 3 yıldır düzenli bir büyüme ve gelişim gerçekleştiriyor.
Güncelleme: Röportajda Ekmob’un 2017 yılında yatırım aldığını belirtmiştik. Ekmob 2019 Ekim ayında 950.000 TL daha yatırım aldı. Başarılarının devamını diliyoruz 🙂
Ekmob’un nasıl kurulduğunu, çalışma sistemini, sağladığı faydaları ve büyüme sürecini Ekmob Kurucu Ortağı Sunay Şener ile konuştuk.
Röportaj Tarihi: 22.08.2019
Ekmob ne zaman kuruldu? Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Merhaba, ben Sunay Şener, 1981 yılında İstanbul’da doğmuşum. İşletme mezunuyum ve bu alanda master da yaptıktan sonra B2B ve E-ticaret konularında farklı şirketlerde çalıştım. Sonra Pordiva Mobil Yazılım firmasında kurucu ortak olarak; mobil strateji, mobil uygulama, mobil pazarlama ve yeni teknolojiler konularında Türkiye’deki birçok büyük markaya hizmet verme şansım oldu.
Daha sonra kendi ajansım Mobilkoloni’yi kurdum. Pordiva ve Mobilkoloni tecrübelerim bana mobil iş alanındaki eksiklikleri analiz etme imkanı sağladı ve Ekmob fikri kafamda şekillenmeye başladı. Bir süre sonra da Ekmob’u diğer iki kurucu ortağımla birlikte kurduk ve çalışmalarımıza başladık.
Ekmob 2016 yılının başında kuruldu ancak gerçek anlamda ticari faaliyete geçmesi 2017 yılının başlarında gerçekleşti.
Ekmob nedir? Nasıl çalışır?
Ekmob, lokasyon bazlı mobil CRM ve saha ekip yönetimi çözümüdür. Bulut tabanlı olarak SaaS modeliyle müşterilere sunulan Ekmob, saha operasyonu olan şirketlere daha etkin ekip yönetim imkanı sağlıyor. Ölçeklenebilir ve kullanıcı bazlı satış modeliyle, Ekmob, küçük, orta ve büyük ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarına uygun şekilde kullanılabilir.
Ekmob; Mobil CRM, mobil form, anketler, ziyaret planlama, sipariş, takım yönetimi/mesajlaşma ve lokasyon takibi özelliklerine sahip.
Ekmob, özelleştirilebilir yapısıyla; saha satış, saha pazarlama, kapıdan-kapıya ve perakende/mağazacılık alanlarında kullanılabiliyor. Sektörler olarak baktığımızda, Bankacılık/Finans, Sigortacılık, Sağlık, Telekom, Enerji, Perakende, FMCG ve Üretim sektörlerinden müşterilerimiz tarafından kullanılıyor.
%40’a VARAN VERİMLİLİK ARTIŞI
Ekmob saha ekiplerinin verimliliğini nasıl arttırıyor? Rekabette nasıl fark yaratıyorsunuz?
Ekmob, şirketlerin saha ekipleri yönetimi etkinliğini arttırırken, sahadaki personelin de daha etkin çalışmasına olanak sağlıyor.
Biz Ekmob’un’un temel fayda önerilerini şu başlıklarda ifade ediyoruz:
- Sahadaki ziyaretlerin kalitesi ve etkinliğinin ölçümlenmesi.
- Müşteri kazanma oranının yükseltilmesi.
- Müşteri tatmini seviyesinin ve sadakatinin arttırılması.
- Saha ekibi kalitesinin arttırılması ve eleman dönüş hızının düşürülmesi.
Ekmob olarak yaptığımız analizler, saha ekiplerinin tüm süreçlerini %40’a kadar daha verimli yönetmelerini sağladığını göstermekte. Ekmob ile, 10 kişilik bir saha ekibinin %32 daha verimli yönetimi ile, yılda personel maliyetinde 270 bin TL üzerinde tasarruf sağlanması mümkün olabiliyor.
Ekmob çözümü, pazardaki benzer ürünlerle karşılaştırıldığında, sadece saha ekiplerinin ihtiyaçları düşünülerek tasarlanmış bir ürün. Dolayısıyla, saha personeli ve yöneticileri tarafından benimsenmesi ve kullanımı çok daha hızlı ve etkin şekilde gerçekleşiyor.
Ekmob’un lokasyon bazlı yönetim sistemi, ziyaretlerin kalitesinin ölçümlenmesi ve raporlanmasına olanak tanıyor. Ekmob’un birçok fonksiyonu ve özelliği, kullanıcı müşteri tarafından özelleştirilebilir niteliktedir. Böylece, müşteri kendi ihtiyacına uygun yapıyı Ekmob içinde bir senaryoya dönüştürebilir.
Ayrıca, iş süreçlerinin tanımlanabildiği form yapısı, adres doğrulama sistemi, sosyal paylaşım özellikleri ve tamamen Ekmob içinden WhatsApp benzeri mesajlaşma altyapısı ile Ekmob benzerlerinden ayrışıyor. SaaS modeli ile uygun fiyatlarla kullanıcı bazlı sunulduğu için, ekonomik şekilde kullanıma başlamak ve gerektiğinde kolayca ölçeklemek mümkün oluyor.
2 MİLYON TL DEĞERLEME
Ekmob 2017 yılında yatırım aldı? Bu süreç nasıl gerçekleşti?
Yatırımcılarımızla farklı melek yatırım gruplarında tanışma fırsatımız olmuştu, daha sonra kendileri Ekmob’a ilgi gösterdiler ve özel bir tur olarak yatırım turumuzu gerçekleştirdik. Sonuç olarak 2017 yılında, Serdar Urçar, Levent Akpulat ve Erol Teberoğlu’nun katıldığı ve 2 milyon TL değerleme ile gerçekleşen bir melek yatırım turu gerçekleştirmiş olduk ve çalışmalarımıza hız verdik.
Ekmob’un büyüme hızı nasıl? Büyümenizi sağlayan faktörler nelerdir?
Ekmob 2018 yılında kullanıcı bazında %300’ün üzerinde büyüme gerçekleştirdi. Üstelik bu büyüme, Türkiye’nin ekonomik bir kriz geçirdiği döneme denk gelmesine rağmen elde edilen bir orandır. Haziran 2019 itibariyle de bu oran %500’ün üzerine çıkmış durumda.
Büyümemizi destekleyen faktörler arasında; ürünün saha ekiplerinin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmış ve sorunsuz bir ürün olması, fiyatların uygun olması, kullanan şirketlerin memnun kalarak referans sağlaması ve küçük, orta ve büyük ölçekteki tüm işletmeler için uygun bir çözüm olması sayılabilir. Ayrıca, Ekmob ücretsiz olarak denenebildiği için de, şirketler önce Ekmob’u deneyerek, memnun kaldıklarında bu kullanıma devam etmeyi tercih etmekteler.
Ekmob’un kısa ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Ekmob halihazırda Türkiye pazarında 60’ın üzerinde küçük, orta ve büyük ölçekli şirket tarafından kullanılmakta. Müşterilerimiz arasında ING, Novartis, Pirelli ve British American Tobacco gibi uluslararası şirketlerin Türkiye operasyonları mevcut. Ayrıca, Fibabanka, Fıratpen, Çiçeksepeti ve Temsa gibi Türkiye’nin önde gelen bazı şirketleri de Ekmob ile saha ekiplerini yönetiyorlar.
Ekmob olarak kısa vadede öncelikle tabii ki Türkiye’deki müşteri sayımızı ve pazar payımızı, marka bilinirliğimizi arttırmayı hedefliyoruz. Orta vadede amacımız, büyük şirketlerde olduğu gibi, küçük ve orta ölçekli şirketlerin de ihtiyaçlarını ekonomik olarak karşılamak ve tercih edilen ve ilk akla gelen çözüm olmak.
Orta ve uzun vadede amacımız, ürünümüzün özelliklerini geliştirmeye devam etmek, Türkiye pazarındaki konumumuzu güçlendirirken, uluslararası pazarlarda da varlık gösterebilen ve rekabet edebilen bir ürün/çözüm haline gelmek.
Bugüne kadar yaşadığınız en büyük sorunlar nelerdi? Bu sorunları nasıl aştınız?
2018 yılında Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz dönemi bizim için zor bir sürecin ortaya çıkmasına sebep oldu. Çünkü müşterilerimiz arasından işini sonlandırmak zorunda olanlar oldu ve bu müşterilerimizi kaybetmiş olduk.
Bu süreci aşmak için, mevcut müşteri tabanımıza uzun vadeli ve cazip fiyatlı hizmet önerisiyle gittik ve bu müşterilerimizin çoğu da uzun vadeli peşin ödemeli hizmet alımı gerçekleştirdi. Bu sayede elde ettiğimiz nakit esnekliği, bize kriz döneminde daha rahat hareket etme ve tekrar büyüme hızımızı arttırma imkanı tanımış oldu.
Önümüzdeki süreçte karşınıza hangi engeller çıkabilir? Bu engelleri nasıl aşmayı planlıyorsunuz?
Türkiye’de çalışan her şirket gibi biz de bu ortamdaki olumsuz gelişmelerden etkileniyoruz. Dolayısıyla beklentimiz öncelikle Türkiye’nin ekonomik ve siyasi açıdan sorunsuz bir geleceği olması.
Biz Ekmob olarak ürünümüze güveniyoruz ve hızla büyümeye devam ediyoruz. Bizim için bu büyümeyi hızlanarak devam ettirebilmek önemli. Şu anda öz kaynaklarımızla hayatımıza devam edebiliyor olsak da, hedeflediğimiz büyüme oranlarını yakalamak için dışarıdan alacağımız yatırımlar bizim için gerekli. Bu yüzden dileğimiz en azından kısa ve orta vadede Türkiye’nin yatırım yapılan bir ülke olma özelliğini devam ettirmesi ve özellikle de yabancı yatırımcıların bizim gibi gelişmekte olan şirketlere yatırım yapmayı tercih etmesi.
Bu alanda gerçekleşecek olumsuz gelişmeler bizim büyüme hedeflerimiz açısından negatif etki yapacaktır. Ancak, daha önce söylediğim gibi, biz zaten kendi kaynaklarımızla operasyonlarımızı devam ettirerek daha yavaş olsa da büyüme gerçekleştirebilecek durumdayız. Ayrıca, orta ve uzun vadede Türkiye dışına açılarak, ülke riskini azaltmak da stratejik planlarımız arasında yer alıyor.
Girişimci olarak ülkemizde hangi sorunları yaşıyorsunuz?
Biraz önce bahsettiğim siyasi ve ekonomik ortamla ilgili sorunların yanında, ülkemizde girişim sermayesi alanındaki yapılarının tam olarak gelişmemiş olması tüm şirket ve girişimleri etkileyen bir etken.
Bizim gibi hızla gelişen şirketlerin, potansiyel pazar ve büyüme fırsatlarını yakalayabilmesi açısından, hızlı fonlanabiliyor olmaları gerekiyor. Şu anda bu sistem yeterince hızlı ve geniş kapsamlı bir yapıda değil.
Ekmob’un yer aldığı gibi Teknoparklar teknoloji ve girişim dünyası açısından çok önemli. Devletin de buralara desteğinin daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum.
Girişimciler için ülkemizde ne tür fırsatlar bulunuyor?
Ülkemiz nüfus ve tüketici açısından cazip bir ülke. Ayrıca birçok sektörde hâlâ iş fırsatları mevcut. Genç bir nüfusa sahibiz ve bu kitle yeni ürünlere karşı ilgili ve hızlı uyum sağlama özelliğine sahip.
Ayrıca eğer iyi değerlendirilebilirse, işgücü olarak da iyi bir potansiyele sahip. Ülkemizin işgücü maliyet ve yetenek avantajını kullanarak, uluslararası pazarla için rekabetçi ürünler geliştirmek mümkün.
Tecrübelerinize dayanarak genç girişimci adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Ülkemiz insanı genel olarak girişimci bir kültüre sahip zaten ama planlı ve hesaplı bir girişimcilik diyemeyiz buna. Sıfırdan bir girişim gerçekleştirmek için bazı özel niteliklere sahip olunması gerektiğini düşünüyorum.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, sadece çok iyi bir fikir bir girişimin başarısı açısından yeterli değil. Dünyanın en iyi fikri de olsa, bu fikri pratik olarak ortaya koyabilmek önemli. O yüzden, girişimci olacak kişilerin, fikirlerini nasıl hayata geçireceklerini ortaya koyabiliyor olmalılar. Yani eğer genel olarak bir planınız yoksa, fikriniz hiçbir işe yaramayabilir.
Ayrıca, girişimi başlatmak yeterli değil, karşınıza hiz aklınıza gelmeyen problemlerin çıkacağını baştan kabul etmeniz gerekli. Bu nedenle, girişimci kişilerin, kolay vazgeçmeyen, değişiklikler ve zorluklar karşısında hızlı karar alarak yönlerini yeniden belirleyebiliyor olmaları gerekir. Bu karakter özelliklerine sahip olamayan kişilerin girişimci olması pek mümkün değil bence.
Ayrıca ekibin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Girişimci kişi, çok iyi bir fikirle, vizyonu ortaya koyan kişidir ve bu vizyonun ne şekilde hayata geçeceğinin planını yapıyor ve güncelliyor olmalıdır. Ama bundan daha önemlisi de, girişim hayata geçerken, bu girişim için en doğru ekibi bir araya getirmek de girişimcinin görevidir. Bu nedenle, girişimcilerin ilk günden itibaren ve girişimleri hayata devam ettiği süre boyunca doğru ekibe sahip olduklarından emin olmaları gerektiğini düşünüyorum.