Mükemmeliyetçilk son dönemde ilgimi çeken konuların başında geliyor. Çevremdeki insanları incelediğimde bazı insanların potansiyelleri olduğu halde yeterli başarıya ulaşamadığını görüyorum. İlginç olan ise bu insanların büyük bir çoğunluğunun mükemmeliyetçi düşünce yapısına sahip olması. Yani mükemmeliyetçilik bazen başarıya engel olabiliyor.
Mükemmeliyetçilik başarı getirdiği gibi başarısızlığa da neden olabiliyor. O yüzden mükemmeliyetçilik hakkında konuşmadan önce, sonuçları iyi analiz etmemizde fayda var. O zaman bu noktada bir soruya ihtiyacımız var: Mükemmeliyetçilk ne zaman başarıya engel olur?
1.Detaylarda boğulduğunuzda
Mükemmeliyetçi insanlar detaylar konusunda çok hassastırlar. Detayları her zaman çok önemli olarak görürler. Detaylar konusuna eğilmeden işin tamamlanamayacağını düşünürler.
Detaylara boğulmak çoğu zaman işi bitirememenize neden olur. Çünkü artık devir hız devri. Sadece işi tamamlamanız yetmiyor. Rakiplerinizden önce hareket edip,çoğu zaman ilk yapan olmanız gerekiyor. O yüzden detaylarda boğulmak yerine öncelikleri takip edip bunları tamamlamak daha sağlıklı sonuçlara ulaşmamızı sağlar.
2. Özgüveninizi azalttığında
Özgüven çoğu zaman yetenekten daha önemli bir konudur. Özgüveni düşük olan bir insan, yetenekli olsa da başarılı olması zordur. Çünkü rakiplerinin yapamadığını kendisi yapar ve sahaya çıkmadan kendisine yenilir.
Mükemmeliyetçi insanlar genellikle özgüven konusunda sorun yaşarlar. Kafalarında sürekli daha iyisi vardır. Kendilerini yetersiz hissederler, sahneye çıktıklarında başarısız olacaklarını düşünürler. Ve geri planda kalmayı tercih ederler.
Özgüven büyük oranda iç motivasyon ile ilgilidir. Çoğu zaman mücadelenizi tek başınıza verirsiniz. Sizi destekleyen kimse olmaz. İç dünyanızda kendinize güvenmezseniz, dışarıda kimse size güvenmez. Mükemmeliyetçi insanlar ideale ulaşma çabasında oldukları için, özgüvenleri düşük olur. Kendilerini sürekli daha iyi insanlarla kıyaslarlar. En sık kullandıkları cümelelerden biri, “daha hazır değilim” cümlesi olur.
3. Harekete geçmenizi engellediğinde
“Başlamak, bitirmenin yarısıdır” harekete geçme konusunda önemli cümlelerden biridir. Çoğu zaman bir işin nasıl yapılacağını yola çıktığınızda öğreniyorsunuz. Ya da yola çıktıktan sonra işin gerçekte nasıl bir yapıya sahip olduğunu fark ediyorsunuz.
Mükemmeliyetçi insanlar harekete geçme noktasında çok tereddüt ederler. “Daha vakti gelmedi” diye düşünürler. İşi yapmak için gereken unsurları kontrol ederler ve sürekli yeni eksikler tespit ederler.Rakipleri harekete geçip onlardan öne geçerken, onlar yeni eksikleri tespit etmek ve neden başarısız olacaklarını kendilerine ispatlamakla meşgul olurlar.
Amerika’da yapılan bir araştırma genel müdürlerin %53 ‘ünün kendini genel müdür pozisyonu için tam hazır bulmadığını göstermiştir. Kendimizi eleştirmek ve eksiklerimizi bulmak konusunda çok başarılıyız. Fakat çoğu zaman kendimizi takdir etmeyi atlıyor, ihmal ediyoruz.
Başarılı olmak için hareket geçmek şarttır. İş hayatında başarılı olmuş projeleri incelediğimde, en başında mükemmel bir yapıya sahip hiçbir proje yoktur. Her projede eksikler, sorunlar, yarım kalan noktalar var. Zaten bir projenin başarısı da bu eksikleri ne oranda çözebildiğinize bağlı. O yüzden önemli olan hareket geçip, eksikleri tamamlayabilmek. Çünkü harekete geçmediğinizde neyin eksik olduğunu da bilemezsiniz.
Mükemmeliyetçi düşünce yapısının sağlıklı değildir. Çünkü özgüveninizi olumsuz etkiliyor, başarılı olmamızı engelliyor çoğu zaman. Ayrıca birçok insanın stres yaşamasına da neden oluyor.
Mükemmeliyetçi düşünmek yerine, çözüm odaklı düşünmek daha faydalı. Sürekli eksik tespiti yaparak, projeleri kağıt üstünde yenilgiye uğratarak başarılı olamıyoruz. Başarılı olmak için denememiz, yanılmamız, eksiklerimizi görüp tekrar çaba sarf etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde başarı gelmiyor.
Mükemmeliyetçi İnsanlar Hangi Sorunları Yaşıyorlar?
Daha vakti var. Henüz olmadı. Daha iyi olabilir cümlelerini çok kullanan biriyseniz mükemmeliyetçi olabilirsiniz. Mükemmeliyetçilik çoğu zaman bir ruh halidir. Ama insanların hayatlarının tümünü etkileyebilir. Belirli aşamaya kadar kontrol edilebilirken, belirli bir aşamadan sonra hakimiyeti ele geçirir.
Mükemmeliyetçi düşünce yapısı, sizi sonuç almaktan alıkoyuyorsa, zarar vermeye başlamıştır. Hareket geçecekken, sizi engelliyorsa, sizin için sorun olmaya başlamıştır.
Mükemmeliyetçilik çoğu insanın sıklıkla yaşadığı bir sorun. Fakat adı tam konulmadığı ya da kabullenilmek istenmediği için çoğu zaman arka plana atılan bir durum.
Mükemmeliyetçilik yapısal bir durum olduğu kadar, kişilik yapısına da dönüşebiliyor. Yani mükemmeliyetçilik insanlarda bazı durumlarda ortaya çıkabildiği gibi, hayatlarının tümünde de aktif olabiliyor. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösteriyor.
Peki mükemmeliyetçi insanlar neden sorun yaşıyorlar? Bu sorunların kaynağı ne? Bu sorulara cevap arayalım istiyorum.
Yarım kalmışlık duygusu
Mükemmeliyetçi insanların en sık yaşadıkları durumlardan biri. Bu insanların puzzlelarında hep bir parça eksik kalıyor. Tamamlayamıyor, sonlandıramıyorlar. Son noktayı koymayı erteliyorlar. Çünkü son noktayı koyduklarında, bir noktanın eksik kalacağını düşünüyorlar.
Yarım kalmışlık en zor durumlardan biri. Çünkü sonuca ulaşamamış oluyorsunuz. Daha kötüsü sizi tamamlayacak parçanın hangisi olduğunu da bilemiyorsunuz. Bu da tadınızı, tuzunuzu kaçırmaya yetiyor.
İç huzursuzluk
İç huzursuzluk ve tatminsizlik önemli sorunlardan biri. Mükemmeliyetçi insanlar genelde yaptıkları işlerde tatmin olamıyorlar. Hala eksikleri olduğunu, hazır olmadıklarını düşünüyorlar. Böyle olunca tatminsizlik artıyor. İç huzursuzluk tüm bedenlerini sarıyor.
İç huzursuzluk mutsuzluğun da önemli bir nedeni. Huzurlu olmayan bir insan mutlu olamıyor. O yüzden mükemmeliyetçiliği hayat tarzı haline getirmiş insanlar, çoğu zaman mutsuz oluyorlar. Ya da mutlu olmak için fazla beklentiye giriyorlar. Bu beklentilerin gerçekleşmesi de kolay olmuyor. Arafta bir hayat yaşıyorlar
Yetersizlik hissi
Mükemmeliyetçi insanlarda gözlemlediğim en somut özellik, yetersizlik duygusu. İlginç bir şekilde kendilerini yetersiz hissediyorlar. Üstelik donanımları yeterli olduğu halde, başarmalarının önünde hiçbir engel yokken yetersizlik duygusunu yaşıyorlar. Daha kötüsü de var. Kendilerini yetersiz hissederken, kendilerinden daha donanımsız kişileri gözlerinde büyütüyorlar.Bir iş için kendileri yerine onları layık görüyorlar. Kendi fikirlerini, kafalarında kurdukları senaryolarda çürütürken, başkasının fikirlerini daha fazla önemsiyorlar.
Sürekli koşuşturma içinde olmak
Mükemmellik hayattaki en zor şeylerden biri. Çünkü bembeyaz bir sayfayı kirletmek için siyah bir nokta yeterli oluyor. Güzel bir işin tüm büyüsünü ufak bir detay bozabiliyor.
Hayat düzenli bir akış içinde. Her şey değişiyor, gelişiyor, yenileniyor. Böyle olunca mükemmele ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Bu da mükemmeliyetçi insanların işlerini zorlaştırıyor. Kendilerini sürekli koşuşturma içinde buluyorlar.
Mükemmeliyetçilik, zor bir durum. Çoğu zaman hayatta bizi geride bırakıyor. Biz daha iyisi için beklerken, harekete geçenler kazanmış oluyor.
Özellikle son dönemde hız çok önem kazandı. O yüzden mükemmeliyetçilik size yavaşlatıyorsa, karar almanızı engelliyor, sizi vazgeçirip, geri plana atıyorsa size zarar veriyor demektir. Bunun sonucunda da hayal kırıklığı, tatminsizlik yaşanıyor. Çok çalışılıp, az sonuç alınıyor.
Mükemmeliyetçiliğin Esaretin Kurtulmak İster Misiniz?
Bir işe başlamayı ertelersiniz, bir projeyi gerçekleştirmek için beklersiniz. Daha iyisine, en iyisine ulaşmak istersiniz ya; üzülerek söyleyeyim mükemmeliyetçisiniz. Eğer mükemmeliyetçilik sizi başlamaktan alıkoyuyorsa, yavaşlatıyorsa, siz onun hakimiyeti altına girmişsiniz demektir.
Mükemmele ulaşmak çoğu zaman imkansızdır. Ama biz ona ulaşmayı bekler, ya hep ya hiç diye düşünürüz. Bu da bizim harekete geçmemizi engeller. Fakat siz beklerken başkaları harekete geçmişse, siz otomatik olarak geriye düşmüş olursunuz. Mükemmeliyetçilik hastalığının diğer olumsuz etkisi de budur.
Peki başka ne gibi olumsuz etkileri var. Gelin bir de onlara bakalım:
1) Çalışmalarınız sonuçsuz kalır.
Günlerce, haftalarca çalışırsınız. Ama onu sergilemeye cesaret edemezsiniz. Çünkü onun yeterince iyi olmadığını düşünürsünüz. Bu da emeklerinizin asılı kalmasına neden olur. Sonuç alamaz, verim elde edemezsiniz. Çünkü antrenman yapmanız yetmez, sahaya çıkıp, kendinizi sergilemedikçe maçı kazanamazsınız.
2) Huzursuz olursunuz.
Bir işin sürekli eksik taraflarını görürsünüz. Her işte bir eksik, aksaklık arar, bu eksikliği bulmadan rahat edemezsiniz. Sizin amacınız bembeyaz bir sonuca ulaşmaktır. En ufak bir siyahlığa tahammül edemezsiniz. Ama hayatın cilvesi her zaman eksikler, aksaklıklar olur. Beyazlatmaya çalıştığınız yapıda sürekli siyahlıklar oluşur. Bu da sizin huzurunuzu kaçırır, moralinizi bozar. Çoğu zaman stres olur, sıkıntıya girersiniz. Bu da hem zihnen, hem fiziki olarak size zarar verir.
3) Sürekli koşmak zorunda kalırsınız.
“En güzel yer, henüz gidilmemiş olandır” der şair. Yani mükemmel hep uzaktadır. İyinin daha iyisi, her zaman vardır. Siz iyiye değil de mükemmele odaklanırsanız, sürekli çaba sarf etmeniz gerekir. Mükemmele ulaştığınızı zannedersiniz, çıkacak bir yenilik, sizin yapınızı tekrar eski haline getirir.
Sürekli mükemmel olma çabası, birçok insanda ruhsal çöküntüye neden olur. Çünkü mükemmeliyetçiliğin esareti altındadır. Kendisi bu hücreye kapatmış, anahtarını da kaybetmiştir.
Mükemmeliyetçiliğe karşı ne yapmalı?
1)Japonların kullandığı kaizen metodunu, mükemmeliyetçiliğe tercih edebilirsiniz.
Kaizen e göre bir işi yavaş yavaş iyi hale getirirsiniz. Sürekli olarak iyileştirme yaparsınız. Küçük düzeltmeler yaparak, işinizi geliştirirsiniz. Bu şekilde hem olayları kontrol edebilir, hem de daha sağlıklı ilerleyebilirsiniz. Yaptığınız bu küçük de olsa değişiklikler, uzun vadede çok daha iyi sonuçları elde etmenizi sağlar.
2)Mükemmeliyetçiliği yenmenin en iyi yolu sahaya çıkmaktır.
Bir işi iyi hale getirmek için sahada görmek gerekir. Çünkü teorik ile pratik birbirinden oldukça farklıdır. Siz teorikte çok iyi bir iş de çıkarsanız, onu uygulamada iyi yapamazsanız, başarılı olamazsınız. O yüzden mükemmeli beklemek yerine, sahaya çıkıp denemek, eksikleri görüp, bunları ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlemek en iyisidir.
Mükemmeliyetçiliğin en büyük kötülüklerinden biri, iyi olanı dışlamasıdır.
Yani mükemmeliyetçiyseniz, bir işin iyi yapılması sizi mutlu etmez. En iyisini istersiniz. İyi olan sizin için anlam ifade etmez. Ama burada bir tehlike vardır. Mükemmele ulaşmaya çalışırken iyiden de olabilirsiniz. Bir bakarsınız elinizde hiçbir şey kalmaz. Bunu en güzel “ mükemmel, iyinin düşmanıdır” sözü ifade ediyor.