Steve Jobs bir dahi , sıradan bir hayatı olmayan bir isim. Hayatının başlangıcı da sıradışı olmuştur. Suriyeli bir göçmen baba ve ressam Alman bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Steve Jobs’un biyolojik babası Abdul Fattah Jandali, Wiscoins’de doktora yapıyordu. Bu süreç bu okulda çalışan Joanne Carol Schieble isimli Katolik bir kadınla tanıştı.
Joanne, Steve Jobs’a hamile kaldı. Joanne’nin babası, müslüman olduğu için kızının Jandali ile evlenmesine izin vermedi. Bunun üzerine Jandali , Steve Jobs’un doğumundan kısa süre sonra ordan ayrıldı. Babası çocuğu istemiyordu. Bunun üzerine, Joanne Steve’i evlatlık vermek zorunda kaldı.
Joanne evlatlık verirken, çocuğunun üniversite okumasını şart koştu. Paul ve Clara Jobs bu şartla Steve’i evlat edindiler.
Diğer yandan kısa bir süre sonra, Joanne’nin babası öldü. Jandali, Joanne ile tekrar bir araya geldi ve çift evlendi. Bir yıl sonra, kızları Mona dünyaya geldi. Çift belirli bir süre sonra ayrıldı.
Steve’in kardeşi Mona ise ileride başarılı bir romancı oldu.
Steve Jobs Nasıl Bir Ailede Büyüdü?
Steve Jobs’u büyüten Paul ve Clara Jobs orta halli bir aileydi. Clara muhasebeci, Paul ise Sahil Güvenlik’te çalışan bir usta ve makinist idi. Steve Jobs, kendisini büyüten aileyi her zaman çok sevdi.
Steve, öz ailesinin hatasını kendisi de yapmıştır. Steve, lisede tanıştığı sevgilisinden daha sonra 23 yaşındayken kız çocuk sahibi olmuştur. Ancak çok genç olduğu için kızını reddetmiştir. Çok daha sonra kızını kabullenmiştir.
Steve’in ailesi, Silikon Vadisi olarak bilinen bölgede yaşadı. Çocukken, babası ile beraber evin garajındaelektronik ile ilgili çalıştı. Steve Jobs, babasından elektronik ile ilgili kilit bilgiler öğrendi.
Böylece Paul Jobs, garajda çalıştığı sürece oğluna güven, azim ve mekanik sevgisini öğretti. Steve Jobs, Apple’i kurarken gereken mekanik ile ilgili bilgilerden de faydalanmıştır.
Steve Jobs, babasının tasarımlarını çok beğeniyordu. İleride Apple’ın tasarımlarında bu ilhamın etkisini görebiliriz.
Steve Jobs Eğitimi
Steve Jobs’un ailesi orta halliydi. Steve Reed üniversitesinde okumak istemişti. Ailesi maddi durumu yetersiz olmasına rağmen, onu Reed üniversitesine gönderdi. Ailenin birikimi okulun yüksek ücreti nedeniyle eriyordu.
Steve Jobs üniversitede iken Zen Felsefesi’nden ve Budizm’den etkilenmiştir. Tam bir hippi tarzı vardı. Ve okulun ilk yıllarında vejetaryan oldu. Bir süre sonra da sadece meyve ve nişaştasız sebzelerle beslenmek gerektiğine inandı. Bu durum aslında pankreasa zarar veriyordu. İleride pankreas kanseri olmasında, meyve ağırlıklı beslenmesinin etkili olduğu düşünülüyor.
Jobs belirli bir süre sonra üniversiteden sıkıldı. Bu durumu şöyle ifade etti “Okulu bırakmak hayatımdaki en iyi kararlarımdandı. Böylece zorunlu derslere girmeyecek, istediğim dersleri alacaktım. Arkadaşlarımın odasında yerde yattım, şişe kapaklarının depozitosu ile yemek yedim. Merakım ve sezgi için içine düştüğüm şey, sonra paha biçilemeyecek deneyimlere dönüştü. Reed üniversitesi en iyi kaligrafi dersi veren okuldu. O derslerde harika bir tipografi hakkında çok şey öğrendim. 10 sene sonra Macintosh tasarlarken bu bilgileri kullandım. Eğer bu derse girmeseydim Mac’in çeşit çeşit fonları ve orantılı font aralıkları olmazdı. Ve Windows Mac’i kopyaladığından bunlar muhtemel hiçbir kişisel bilgisayarda olmazdı” demiştir.
Jobs üniversiteyi bırakmak en doğru kararlarımdandı dese de yine de orada girdiği dersin hayatında ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Diploma sahibi olmamak dâhiler için önemli olmayabilir, günümüzde ise çok önemlidir.
Steve Jobs’un Atari’deki İşi ve Hindistan Yolculuğu
Steve Jobs, Reed’de 18 ay kaldıktan sonra, gerekli bilgileri aldığını düşünerek, ailesinin evine döndü. İş aramaya başladı. Bilgisayar oyunu şirketi olan Atari’de işe girdi. Steve Jobs o zamanlar hippiydi. Meyve ağırlıklı diyetinin kötü kokuları da engelleyeceğini düşünüyor ve düzenli banyo yapmıyordu. Deodorant kullanmıyordu.
Atari’de teknisyenlik yaptı. Atari’nin kurucusu Bushnell, Jobs’u sevmişti. Onun için “Steve huysuzdu ama ona kanım kaynamıştı” dedi.
Steve Jobs kötü koktuğu için Atari’deki çalışma arkadaşları onun gitmesini istiyordu. Ancak Steve’i kaybetmek istemeyen, Bushnell bir çözüm buldu ve Jobs’u gece vardiyasına aldı.
Steve Jobs Atari’den çok şey öğrendi. Sınırlarını zorlayarak yeni tasarımlar yaptı. Bazı oyunları geliştirdi.
Jobs Atari’de tasarımcı olan Ron Wayne ile arkadaş oldu. Wayne daha önce bir mühendislik şirketi kurmuştu, ancak iflas etmişti.
Steve Jobs’u Wayne’nin kendi işini kurması etkilemişti. Wayne’e iş kurmayı teklif etti . 50.000 dolar kredi çekebileceğini ve bir slot makinesi tasarlayıp satabileceklerini söyledi. Ancak Wayne daha önce iflas ettiği için bu teklifi reddetti.
Steve Jobs ve Kendini Arayış
Steve Jobs bu dönemde kendini arayış sürecindeydi. Hayatı sorguluyordu. Bu süreçte, arkadaşı Robert Friedland, Jobs’u Hindistan’a davet etmiştir. Bu davet Steve Jobs’a ilgi çekici geldi. Çünkü üniversitede Zen Felsefesi ve Budizm ile ilgilenmiştir. Steve Jobs bu yolculuğun bedelini ödeyebilmek için Atari’de çalışmaya devam etti.
Şirketten Hindistan’a gitmek için para istedi. Önce dalga geçtiler. Daha sonra Atari’nin Avrupa’daki görüntü sorunlarını çözmesi karşılığında para ödemeyi kabul ettiler.
Steve, Avrupa’ya gitti ordan da Hindistan’a geçti. Hindistan’daki deneyimini “Batının mantıksal düşüncesi ona öğretilen bir şeydir. Ve onun en büyük başarısıdır. Hintliler ise sezginin ve bilgeliğin gücünü öğrenmişler. Sezgilerin açılmaya başlar ve eskisinden çok daha fazla şey görürsün. Bu bir disiplindir, pratik yapmak gerekir. Zen o zamanlardan beri hayatımda derinden etkili oldu.”
Zen felsefesi, Steve Jobs’un tasarım anlayışı üzerinde etkili olmuştur. Steve Jobs sade ve net tasarımlara odaklanmıştır.
Apple’ın Kuruluşu
Hindistan’dan döndükten sonra Jobs Atari’de gece vardiyasına devam etti. Atari’ye yakın bir bölgede oturan Steve Wozniak ile görüşmeye başladı. Steve Wozniak HP’de mühendis olarak çalışıyordu. Akşam yemeklerinden sonra sohbet etmeye ve video oyunları oynamaya Atari’ye geliyordu. Wozniak ve Jobs Atari için oyun tasarımı yaptılar.
Sonrasında Steve Jobs, iş kurmak için Wozniak’a teklifte bulundu. Wozniak’a “Paramızı kaybetsek bile bir şirketimiz olacak, hayatımızda ilk kez şirketimiz olacak” dedi.
Wozniak “ Bizi öyle hayal edince heyecanlandım. İki yakın dost bir şirket kuracaklardı. Bunu yapacağımı hemen anladım. ” demiştir. Jobs, bir yandan girişimciliğe adım atarken, diğer yandan Steve Wozniak’a bir hayal armağan etmiş oldu.
Böylece efsanevi Apple hikayesi başlamış oldu. İlk olarak Apple Computers olarak bilinen Apple Inc., 1976’da kuruldu. Kurucular Steve Jobs ve Steve Wozniak, Jobs’un evinin garajında çalışmaya başladı.
1 Nisan 1976’da, o dönemin diğer kişisel bilgisayarlarının aksine, önceden monte edilmiş, tek bir anakart olarak gelen bir masaüstü bilgisayar olan Apple 1’i piyasaya sürdüler.
Apple II yaklaşık bir yıl sonra tanıtıldı. Apple III, IBM’in kişisel bilgisayarını piyasaya sürmesinden bir yıl önce, 1980’de yılında piyasaya sürüldü. Bu süreçte yaşanan teknik arızalar ve makineyle ilgili diğer sorunlar, Apple’ın itibarının zarar görmesine neden oldu.
İlk ev bilgisayarı veya grafiksel kullanıcı arayüzü, Apple Lisa idi. Lisa, Jobs’un 23 yaşında iken dünyaya geldiği sonradan kabullendiği kızının ismidir.
Steve Jobs kendisi ile yapılan bir röportajda ” ’23 yaşında 1 milyon dolarım vardı. 24 yaşında 10 milyon dolarım oldu. 25 yaşında 100 milyon doların üzerinde servetim vardı. Fakat bu benim için önemli değildi, ben para için çalışmadım” demiştir.
Steve Jobs, masaüstüne sığacak kadar küçük bir bilgisayar olan Apple Lisa teknolojisini uyarladı. 1984’te Apple, en başarılı ürününü sundu: Macintosh. Macintosh yerleşik bir ekran ve fareyle birlikte gelen kişisel bir bilgisayardı. New York Times, Macintosh’un “kişisel bilgisayar devrimi”başlangıcı olduğunu söylemiştir.
Kendi Şirketin Kovulmak
Steve Jobs, hissedarların da baskısıyla şirkete profesyonel bir ceo almaya karar verdi. O dönemde Pepsi’nin Ceo’su olan John Schully’yi uzun uğraşlar sonucunda ikna etti. Bu süreçte Schully ile yaptığı uzun bir yürüyüş esnasında ona ” Siyah bir sıvı mı satmak istiyorsun, dünyayı değiştirmek mi?” demiştir.
Fakat işler Steve’in istediği gibi gitmemiştir.
1985’te, Jobs, Apple’ın CEO’su John Scully ile olan anlaşmazlıklar nedeniyle şirketten çıkarıldı. Schully bu süreçte hissedarlarla işbirliği yapıp, Steve Jobs’un gönderilmesini sağlamıştır.
Jobs bu süreci şöyle tanımlıyor: “ Apple yönetim kurulu ile farklı görüşler yüzünden anlaşmazlık oldu ve şirketten atıldım birkaç ay ne yapacağımı bilemedim. Bu durum bana rütbe düşüsü gibi geldi. Başarısızlık sembolü olmuştum. Dışlandım, ama hala işime aşıktım. İşimi çok seviyordum . Sonra yeniden başlamanın özgürlüğünü, hafifliğini hissettim. Next ve Pixar kurdum. 1997’de Apple Next’i aldı ve ben döndüm.”
Steve Jobs’un bu dönemde, hayatının aşkı diye tarif ettiği Laure ile evlendi. Bu evliliğinden 2 kızı 1 oğlu oldu.
Steve Jobs toplamda 12 yıl şirketinden uzak kalmıştır.
Şirkete Geri Dönüş
1997 yılında, Steve Jobs geçici CEO olarak Apple’a geri döndü ve bir yıl sonra şirket yeni bir kişisel bilgisayar olan iMac’ı tanıttı. Steve Jobs şirkete döndüğünde Apple zor durumdaydı. 1996’da 69 milyon dolar zarar etmişti. Bu süreçte 1300 çalışan işten çıkarılmıştı.
Steve Jobs şirkete döndüğünde iflas etmek üzere olduğunu düşündüğü Apple’da radikal adımlar attı. Çok fazla ürüne sahip olan şirket verimsizdi. Steve Jobs kararlı bir tutumla ürün sayısını hızla azalttı. Sadeleşmeye ve verimliliğe odaklandı. Tasarıma olan ilgisiyle dikkat çekici ürünler yapılmasını sağladı.
2001 yılı Apple için bir dönüm noktasıydı. Steve Jobs kızı Lisa’nın Walkman’ine bakarak, “ Biz vahşi değiliz, tuğla gibi Walkmen taşımana dayanamıyorum. Cebine 1000 şarkı koyacağım.”demiştir. Sonrasında 2001’de Apple, 1000 şarkıyı cebinizde saklayabilen taşınabilir bir müzik çalar olan iPod’un ilk sürümünü piyasaya sürdü. Apple iPod’dan milyonlarca adet satmıştır.
2007 yılında ise daha önemli bir gelişme oldu. Apple iPhone’u piyasaya sürdü. Bu ürün Apple’ın hızla büyümesine katkı sağlamıştır. Şirketi dünyanın en karlı şirketlerinden biri haline getirmiştir. Dünyanın dijitalleşmesine de eşsiz bir katkı sağlamıştır.
2010 yılında ise İpad piyasaya sürülmüştür. İpad mobilleşmeye katkı sağlayan önemli bir cihaz olmuştur.
Steve Jobs’a 2001 yılında pankreas kanseri teşhisi konmuştur. Daha sonra hızla ameliyat olup, bu kanser ile 1o yıl boyunca mücadele etmiştir. Bu süreçte bir dönem kanseri yenmesine rağmen, kanserin nüksetmesi nedeniyle 2011 yılında hayatını kaybetmiştir.
Steve Jobs’un ölümünden sonra Tim Cook Ceo olmuştur. Şirket Apple Watch ve HomePod gibi yeni ürünlerle birlikte yeni nesil iPhone, iPad, iMac ve MacBook’ları piyasaya sundu. 2018’de teknoloji devi, 1 trilyon dolar değerinde ilk ABD şirketi oldu.
Steve Jobs’un Ünlü Konuşması
Steve Jobs Felsefesi
1.”Başarılı girişimcileri, başarılı olmayanlardan ayıran şeylerin yaklaşık yarısının saf sebat olduğuna ikna oldum.”
İş hayatında sabretmenin ve istikrarlı olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Apple’dan kendi getirdiği Ceo tarafından kovulmasına rağmen vazgeçmemiştir. Başka şirketler kurmuş, onları büyütmüş ve Apple’a satma becerisi göstermiştir. Ve bunun sonucunda dünya çapında başarılı biri olmuştur.
2.“Apple’dan kovulmak başıma gelebilecek en iyi şeydi. Başarılı olmanın ciddiyetinden kurtulup, yeniden başlamanın hafifliğine ulaştım. Hayatımın en yaratıcı dönemlerinden birini yaşadım.”
Bazen başarısız olmak size daha büyük bir başarının kapısını açar. Neden başarısız olduğunuzu anlayıp, çözüm bulursanız daha başarılı olabilirsiz. Ayrıca geçmiş başarısızlıkların, başarılarınızın etkisini arttıran önemli unsurlardı. Sürekli başarılı olmak insanlarda iş körlüğüne neden olabilir. Ve sizi konfor alanınıza hapsedebilir. Bu alandan çıkmadıkça, yeni şeyler keşfedemezsiniz.
3.“İleriye dönük noktaları birbirine bağlayamazsınız; yalnızca geriye dönük olarak birbirine bağlayabilirsiniz.”
Steve Jobs özünde kontrol etmeye odaklanmış biridir. Fakat yaşadığı tecrübelere her şeyi kontrol edemeyeceğini ona göstermiştir. Bu sözünde sürekli geleceğe odaklanmak yerine, hayatına bazen akışına bırakmak gerektiğini savunmuştur. Hayat kimi zaman bize, ilginç süprizler sunabilir.
4. “Ödül, yolculuğun kendisidir.”
Hayatı boyunca anlam konusunu çok önemsemiştir. Ekibine de yaptıkları işin bir amaca hizmet ettiğini anlatmıştır. Bu yüzden Apple’daki yolculuğunu bir ödül olarak görmektedir. Steve Jobs iz bırakmaya ve dünyayı dönüştürmeye odaklanmıştır. Bu süreçte yaşadığı zorlukları da bu yolculuğun bir parçası olarak görmüştür. Sadece sonuca odaklanmamış, aynı zamanda sürecin de tadını çıkarmayı vurgulamıştır.
5.“Öleceğini hatırlamak, kaybedecek bir şeyin olduğunu düşünme tuzağından kaçınmak için bildiğim en iyi yol. Zaten çıplaksın. Kalbini takip etmemek için hiçbir sebep yok.”
Steve Jobs, sezgilere çok önem veren bir kişiydi. Apple yeni bir ürün çıkaracağı zaman fikri en önemli kişiydi. Yeni ürünlerde sezgilerine güveniyordu. Bu sezgiler doğrultusunda hareket ediyor, insanlar karşı çıksa bile kalbini dinlemekten vazgeçmiyordu.
6. ” İnovasyon, 1000 tane güzel fikre hayır diyebilmektir. Yaptığımız ürünler kadar yapmadığımız ürünlerle de gurur duyuyorum.”
Apple’a döndüğü zaman riskli bir işe imza atmıştır. Ürünlerin çoğunu piyasadan kaldırmıştır. Ürün hattını sadeleştirmiştir. Bunu yaparken de gerçek bir kararlılık içinde hareket etmiştir. Apple ürünlerinin bu kadar beğenilmesinde Steve Jobs’un mükemmele ulaşma tutkusu çok önemliydi.
Kaynaklar: 1 , 2, 3, 4