Yazarımız Bilal Temizer, BloombergHT Radyo’da Gözde Kuyumcu’nun programı ‘Mikrofonda Gözde’de kitabı ‘Şirketiniz F.i.t. Mi?’ hakkında konuştu.
Kitabın yazılma sürecine ilişkin konuşan Temizer “2000’den sonra bambaşka bir dünyadayız. Çünkü teknolojinin etkisiyle özellikle de Apple’ın etkisiyle dünya dönüşmeye ve bambaşka bir yere gelmeye başladı ve bu şirketleri de ciddi anlamda etkiliyor. Fakat pandeminin etkisiyle biz bu dönüşümü daha iyi anlamaya başladık. Baktığımızda tüm dijital toplantılar, süreçler ve e-ticaretin büyümesinin ardında yılların getirdiği bir birikim var. Bu kitabın çıkma noktası da şu, şirketler bu bahsettiğimiz dönüşümlere uyum sağlamakta sıkıntı yaşıyorlar. Şirketler biraz daha yavaş ilerleyebiliyorlar, bu dönüşümü daha stabil şekilde yönetebiliyorlar. O yüzden buradaki odak noktam şu, pandeminin de bize gösterdiği bu dijital çağda başarılı olmak ve hayatta kalmak için şirketler ne yapmalı bunu anlatmak istedim. Ben F.i.t. olmaları gerektiğini düşünüyorum. F.i.t. oldukları zaman hem daha çevik hem de daha etkili olacaklar hem de teknolojiye daha uyum sağlayacaklar. Bunun hepsini de aynı anda yapabilirlerse F.i.t. olurlar” dedi.
Dünyadaki en büyük 5 şirketin hepsinin teknoloji şirketi olmasının kesinlikle tesadüf olmadığını belirten Temizer, bu şirketlerin teknolojinin de ötesinde F.it. şirketler olduğunu ve kriterlere uyumlu olduklarını ifade etti.
NOKIA VE KODAK NEDEN BAŞARISIZ OLDU?
Gözde Kuyumcu’nun şirketler için ‘uyumluluk’ kriterine ilişkin sorusuna Temizer, “Çağa uyumlu olmaları gerekiyor. Çevrelerinde birçok değişiklikler var dönüşümler var. Mesela şirketlerin üretim yapıları değişiyor bir yandan müşteriler değişiyor bir taraftan da globalleşme ile tedarik yapıları değişmeye başlıyor. Çevrenizde farklı farklı dönüşümler gerçekleşirken siz bu dönüşüme gerçek anlamda uyum sağlayabiliyorsanız kaynaklarınızı buna göre değerlendirebiliyorsanız o zaman çağa uyum sağlayarak daha güçlü hale geliyorsunuz. Ama bunu sağlayamazsanız, çağın gerisinde kalırsınız. Bunun da aslında örnekleri var. Dünyanın çok başarılı ve bilinen şirketleri, ki bunların arasında Nokia var Kodak var, artık yoklar. Bu şirketlere baktığımız zaman temel noktasında iki problem vardı. Birincisi çağı yakalayamadılar, ikincisi müşterinin nereye gittiğini ve ne yapmaya çalıştığını tam olarak göremediler” yanıtını verdi.
YAZI: Nokia Neden Başarısız Oldu?
“Z KUŞAĞI BİRÇOK NOKTADA HAKLI”
Yakın zaman içerisinde şirketlerin çalışanları değil, çalışanların şirketlere mülakat yaparak seçeceğini ifade eden Temizer’e ‘bu durumda Z kuşağının etkisinin olup olmadığı’ da soruldu.
Temizer bu konu için “Z kuşağı birçok konuda haklı. Neden haklı? Çünkü bilgiye çok kolay ulaşabiliyorlar ve bilgiye çok kolay ulaştıkları için dünyayı çok daha net görüyorlar. İnsanlar artık tek bir yerde yaşamak yerine dünyanın pek çok ülkesinde deneyim yaşamak istiyorlar. Ben Z kuşağında sadece yaş odaklı bakmıyorum. Teknolojiye, değişime, dönüşüme uyum sağlayan ama 50 yaşında, 60 yaşında yani Z kuşağına kıyasla daha yaşlı olanlar da bence bu kapsama alınabilir. Çünkü buradaki temel nokta şu, teknoloji ve çağın etkisiyle dünyaya daha iyi entegre oldukları için dijital yerli ve dijital göçmenler. Dijital yerliler dijitalin etkisiyle dünyaya daha hakimler. Daha net görüyorlar. Öyle olunca da diyorlar ki “ben dünyayı gezecekken bütün hayatımı bir ev almak ve araba almak için harcayamam. Aslında söylediğimiz bütün F.i.t. şirketlerin en büyük farkı bir şey satmaktan çok abonelik sistemine başladılar. O yüzden o kişiler de yani Z kuşağındaki arkadaşlar da ‘Ben işimi iyi yaptığım sürece iyi para kazanabilirim. Para kazandığım sürece tek bir evde oturmak için kredi çekeceğime ben bunu birçok yerde deneyimleyebilirim’ diyorlar. Bu aslında ciddi bir dönüşüm. Birçok noktada şirketler, satmaktan çok abonelik modeliyle ilgili yeni çalışmalar yapmaları gerekecek” dedi.
Fotoğraf: Twitter
“ŞİRKETLER F.İ.T. OLMALI VE ÇAĞA DAHA UYUMLU HALE GELMELİ”
Pandemi dönemi, değişen çalışma sistemleri ve teknolojiyle birlikte ekip yönetiminin nasıl yapılması ve verim sağlanması gerektiğine dair Kuyumcu’nun sorusunu yanıtlayan Temizer, “Ben şirketlerde çalışanların daha kısa çalışmasını destekliyorum. İşverenlerle konuşmalarımda sürekli olarak şunu söylüyorum, bir çalışan birden fazla şirkette daha fazla tecrübe kazanacaksa gitmesinde ve diğer yerlerde çalışmasında daha fazla fayda var. Çünkü her şirketten başka şeyler öğrenebilir” dedi.
Temizer sözlerine “Şirket sahipleri ve işverenler de bana şunu soruyorlar ‘O zaman biz çalışanlarımızı nasıl bir arada tutacağız ve şirket kültürümüzü nasıl aktaracağız?’ Burada temel faktör aslında çalışılacak yerin olması. Diğer taraftan da uzun süre çalışanınız şirketten ayrıldığı zaman sizinle ilgili şirket hafızası kaybolmaya başlıyorsa demek ki sizin şirket kültürünüzde yapmanız, düzeltmeniz gerekenler var. Demek ki o şirket kültüründe bilgi, birikim, tecrübe aktarımı noktasında eksiklikleriniz var. Bunları tamamladığınız zaman, çalışanlar gittiği zaman problem de yaşamamaya başlayacaksınız. Bu bir süreç. Bu her zaman olacak bir faktör. Dediğim gibi artık yeni bir dünyadayız. Yeni dünyada özellikle müşteri, çalışan, birçok anlamda şirketlerden daha güçlü hale gelecek. Burada da karşılık olarak şirketler kendilerini daha güçlendirecekler, daha F.i.t. olacaklar, çağa daha uyumlu hale gelecekler” diye devam etti.
ŞİRKETLER İYİ ÇALIŞANLARI ÇEKMEK İÇİN NE YAPMALI?
Konuşmanın sonunda “Şirketlerin iyi çalışanları çekebilmek için daha fazla gelire sahip olmaları lazım” diyen Temizer, daha iyi bir ekip oluşturmanın daha iyi ücret ödeyebilir hale gelmesiyle mümkün olacağını belirtti. Bunun bir dönüşüm olduğunu ifade eden Temizer, bunu başaran şirketlerin büyüyüp hayatta kalabileceklerini ve F.i.t. olabileceklerini, başaramayanların ise hayatlarına devam edemeyeceğini bir kez daha vurguladı.