Başarılarımız kadar, başarısızlıklarımızın da sorumlusuyuz. Çoğu zaman kendi başarısızlığımızın zeminini kendimiz oluşturup, başarısız olmaya davetiye çıkarıyoruz.
Bir insanın, önündeki en büyük engel kendisidir. Kendimizi başarısız olmaya koşullandırır, başarısız olmak için çaba harcarız. Başarısız olduğumuzda ise, birbirinden güzel bahaneler üretir, içimizi ferahlatırız. Yani aslında başarının önündeki engellerin çoğunu kendimiz üretiyoruz. Peki bu engeller neler? Gelin birlikte bakalım.
Önyargılar
Önyargılarımız, başarının önündeki en büyük engellerden biri. Bir iş yapacağımız zaman, yeni bir proje başlangıcında bu önyargılar devreye giriyor. Hemen karar vermeye başlıyoruz. İzlenimlerimize göre kararlarımızı veriyoruz.İşin ilginç yanı bu önyargıların çoğu başarılı olmaya dair.Başarılı olmaya karşı önyargılarımız, başarısızlıklarımızın sorumlusu oluyor.
Layık görmemek
Başarılı olmak bazı insanlara göre, ulaşılması zor bir hedef. Başkalarının başarıları hakkında konuşmaya, yorum yapmaya bayılıyorlar. Ama iş kendilerine geldiğinde, başarıyı kendilerinden uzak tutuyorlar. Yani başarılı olmaya kendilerini layık görmüyorlar. Başarılı olanların ekstra özellikleri olduğunu düşünüyorlar.
Kendini başarılı olmaya layık görememek çocuklukla da ilgili bir durum. Bazı aileler farkında olmadan çocuklarının zihnine bu yapıyı oturtmuş oluyorlar. Çocuk bir iş başardığında onu takdir etmiyorlar. Başarılı olacağına pek inanmıyorlar. Çocuğa sürekli başka çocukları övüyorlar. Böyle olunca, çocuğun zihnine başarısızlık işlenmiş oluyor. Ve kendini başarılı olmaya layık görmüyor. Bu da hayatını önemli oranda etkiliyor.
Denemeden karar vermek
Denemeden karar vermek, başarının önündeki en büyük engellerden biri. Çoğu insan biraz daha denese, çaba sarf etse başaracağı bir işte, denemediği için başarısız oluyor. İnsanlar, denemeden karar vermeyi tercih ediyorlar.
Denemeden kaybedeceklerine, başarısız olacaklarına karar veriyorlar. Çünkü bu durum onlara daha az acı veriyor. Deneyip kaybetmenin acısını yaşamak istemiyorlar. Denemeden kaybettiklerinde daha az yara alacaklarını düşünüyorlar. Kaybetmekten korkup, gerçeklerden kaçıyorlar. Aslında kaçtıkları kendi hayatları.Denemediğinizde, emek vermediğinizde, bir hedefin peşinden gitmediğinizde o hayat size ait olmuyor. Başkalarının başrollerini oynadıkları bir hayatta size biçilen rolü oynamaya gönüllü oluyorsunuz.
Dış etkenleri fazla önemsemek
Dış etkenleri fazla önemsemek, başkaları ne der sorusunun karşılığıdır. Başkaları ne der sorusu ise, hayattaki en büyük engellerden biridir. Başkaları başarısızlığımızı eleştirecek, bizim hakkımızda konuşacaklar diye daha silik hayatlar yaşamayı tercih ediyoruz.
Başarılı olmak için öne çıkmak,farklılaşmak gerekiyor. Öne çıktığınızda ise eleştirilmeyi göze almanız gerekiyor. Bazı insanlar ise işte bu noktada kaybediyorlar. Eleştiriye tahammül edemedikleri için öne çıkmaya cesaret edemiyorlar. Geri planda kalıp, dikkatleri üzerilerine çekmekten kurtuluyorlar.
Kaybetme korkusu
Bazı insanlarda kaybetme korkusu çok baskın. Kaybetme korkusu benliklerini esir almış durumda. Bir işin henüz başında, ufak bir aksilikte bu duygu onları ele geçiriyor. İlk tökezledikleri yerde kaybedeceklerine dair inançları üste çıkmaya başlıyor. Geçmiş başarısızlıklarını hatırlamaya başlıyorlar. Böyle olunca da başarısızlığa mahkum oluyorlar.
Başarılı olanları incelediğinizde onların hayatında da birçok kayıp olduğunu görüyorsunuz. Yani aslında başarılı insanlar da başarısızlıklar, kayıplar yaşıyorlar. Ama bu kayıpları geride bırakıp, tekrar deniyorlar. Bu kayıplar onlar için bir engel olmuyor. Kayıplarının üstüne basarak, daha büyük başarılar yakalıyorlar. Başarıya ulaştıklarında ise geçmişte yaşadıkları kayıplar, onların başarılarını daha parlak gösteriyor. Hayatın garip bir cilvesi de başarılı olunca, geçmiş başarısızlıklarınızın, başarınızın değerini arttırmasıdır.
Başarının önündeki engelleri incelediğimizde çoğunun bizden kaynaklı olduğunu görüyoruz. Kendi başarımızın önündeki engel yine kendimiz oluyoruz. Kendimize setler oluşturup, adeta başarısız olmak için çaba sarf ediyoruz. Başarısız olunca da zaten başaramayacağımı söylemiştim deyip içimizi rahatlatıyoruz.
Başarılı insanlara baktığımızda ise engeller yerine fırsatlara odaklandıklarını görüyoruz. Onların hayatlarında da birçok zorluk, sıkıntı, kayıp var. Ama onlar bardağın dolu tarafına odaklanıp, ellerinden geleni yapıyorlar. İlk denemelerinde olmasa bile, eninde sonunda başarıya ulaşmış oluyorlar.