Hayallerinizin peşinden giderseniz, hepsi gerçekleşebilir. W.Disney
Hayal kurmak, proje üretmek bizi canlı, heyecanlı tutan şeyler. Geleceğe dair hayallerimiz, gerçekleşmesini istediğimiz projeler var. Ama bazen olmuyor. Hayallerimiz gerçekleşmiyor, yapmak istediğimiz projeler yarım kalıyor. Peki neden? Hayallerimiz neden gerçekleşmiyor? Şimdi buna bakalım.
Sabırsızız
Her işin bir gerçekleşme dönemi, hayata geçme süresi var. Doğayı incelediğimizde bunu daha net görüyoruz. Mevsim geçişlerine baktığımızda çiçeklerin açmasının, meyvelerin çıkmasının belirli tarihleri var. Çünkü birçok şartın bir araya gelmesi gerekiyor. Bu hayallerimiz ve projelerimiz için de geçerli. Hayata geçmeleri için belirli faktörlerin bir araya gelmesi gerekiyor.Zamanın tavına gelmesi gerekiyor. Ama çoğu zaman buna sabredecek gücümüz, enerjimiz olmuyor. Çabucak olsun, bitsin istiyoruz. Hayalin gerçekleşme süresine riayet etmiyoruz. Böyle olunca da ne hayallerimiz gerçek oluyor ne de projelerimiz hayata geçiyor.
Kararsızlık
Karar vermek ciddi bir iştir. Bir insanın başarısı ve gücü verdiği kararların etki gücüyle ilgilidir. O yüzden karar vermek kolay gerçekleşen bir süreç değil. Karar vermekte zorlanıyoruz. Alternatifler arasında oyalanıyoruz. Yanlış karar vermekten korkuyoruz. Bazen de tek bir karar vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Aslında tek bir karar yerine daha kısa aralıklarla parça parça yapabilecekken, büyük bir karar vermek bize daha cazip geliyor. Çünkü büyük kararlar vermek bizi daha önemli hissettiriyor. Ama dönüp baktığımızda başarısızlıklarımızın çoğunda, kararsızlığın izini görüyoruz. Karar vermek için o kadar bekliyoruz ki tren çoktan kaçmış oluyor.
Mükemmelliyetçilik
Çoğu projenin yarım kalmasının en önemli nedeni mükemmelliyetçilik. Kafamızda başarıya dair o kadar çok kriter var ki, çoğu zaman bu kriterler yüzünden başarısız oluyoruz. Mükemmelliyetçilik çoğu zaman bizi başarısız kılıyor. Harekete geçebilecekken daha iyisi olmalı diye bekliyoruz. Harekete geçip, yolda düzeltmek mümkünken harekete geçmiyoruz. Aslında hayata geçen birçok projeye baktığımızda, başladıklarında mükemmel olmadıklarını görüyoruz. Mesela Apple mükemmeliyetçi düşünseydi, şarj konusunda ciddi sorunları olan İphone u piyasaya çıkarır mıydı? Usb girişi olmayan İpad i piyasaya surer miydi?
Belki bize kalsa, İphone çıkartmak için şarj süresini uzatmak, daha mükemmel hale getirmek için beklerdik.
Başkaları ne der?
Başkaları çoğu zaman hayatımızın şekillenmesinde birinci etken. Başkaları için yaşıyor, onlardan takdir almak için çaba sarf ediyoruz. Başarızlığımızı kimse görmesin istiyoruz. Bir hata yaptığımızda kendimizin değil de, başkalarının ne söyleyeceğini düşünüyoruz. Böyle olunca da kendimizi başkalarına göre dizayn ediyor, hata yapmaktan korkuyoruz. Belki de tam burada bir nokta öne çıkıyor. Dünyayı değiştiren fikirlerin temelinde “başkaları ne der?” düşüncesini umursamayan insanlar var. Başkaları ne der diye düşünmeden hayallerini gerçekleştiriyorlar. Ve başkaları, o insanların peşinden takdirle gidiyorlar.
Harekete geçmemek
Hayallerimizi yazmak, onları düşünmek hoşumuza gidiyor. Ama onlar için harekete geçmek bizim için aynı cazibeye sahip değil. Harekete geçmek için tereddüt ediyoruz. Bekliyoruz. Çünkü harekete geçmek içinde zorlukları içeriyor. Riskleri barındıryor. Rahatımızı bozuyor. Konfor alanımızı daraltıyor. Tüm bunlar bizi hareketsiz bırakıyor. Ve birbirinden güzel bahaneler buluyoruz. Yapacaktım ama diye başlayan cümleler kuruyoruz. Ama en yaratıcı bahane bile, basit bir adımın etki gücüne sahip olmuyor.
Çabuk pes etmek
Başarı için en önemli unsurlardan biri pes etmemek. Başarılı ile başarısızı çoğu zaman ayıran nokta bu. Pes etmemek ve doğru yolda ısrar, hayallerimizi gerçekleştirmenin en kolay yolu. Ama maalesef çoğumuz pes etmeyi tercih ediyoruz. Başkaları yapamıyor, ben nasıl yapayım bahanesine gizleniyoruz. Yarım bırakmayı tercih ediyoruz. Aslında hayallerini gerçekleştirenler diğerleri vazgeçerken devam edenler, pes etmeyi lügatlarından çıkaran insanlar. Çok zeki ya da yetenekli değiller. Pes etmiyor ve kararlılıkla hayallerinin peşinden gidiyorlar. Tarih onları yazıyor. Pes edenler ise bu tarihi okuyup iç geçiriyorlar.
Tüm bu açıklamaların ışığında sorumuzu tekrar edelim:
Hayallerimizin Katili Kim?
Ben söyleyeyim. Katil: Uşak.