Daimler Motoren Gesellschaft Şirketi
Gottlieb Daimler, 17 Mart 1834’te Almanya’nın Schorndorf kasabasında doğdu. Silah ustalığı eğitim alıp Fransa’da çalıştı. 1857’den 1859’ a kadar Stuttgart’da Politeknik okuluna gitmiştir. Sonrasında çeşitli firmalarda teknik ressam, atölye denetçisi ve teknik yönetici olarak çalıştı. Daimler geliştirme atölyesi kurarak, 1884’de Wilhelm Maybach ile çalışarak içten yanmalı motor geliştirdiler. Ancak Daimler, bu çalışmanın masrafları yüzünden tüm parası bitti ve iş ortakları bulma arayışına girdi. İşte tutku ile yapılan işlere bir örnek daha başarıdan o kadar emin ki uğruna tüm servetini tüm zamanını harcıyor. Bu tasarım, Daimler ve Maybach’ın içten yanmalı motoru bir motorlu araca takmasının yolunu açmıştır.
28 Kasım 1890’da Max Duttenhofer ve iş ortağı Wilhelm Lorenz ile birlikte ‘Daimler-Motoren-Gesellschaft’ı kurdu. Ancak Duttenhofer sabit motorlar üretmek isterken, Daimler araç üretimine odaklanmayı tercih etti ve bir anlaşmazlık çıktı. Wilhemn Maybach şirkette bazı şeyleri kabul etmeyerek 1891’de istifa etti. Daimler ile Duttenhofer ve Lorenz arasında yaşanan sorunlar neticesinde Daimler hissedar olarak dışlandı. Sonrasında şirkette finansmanda sorun yaşanınca, Maybach şirkete geri çağrıldı. Maybach, Daimler olmadan dönmem deyince, Daimler ve Maybach şirkete döndüler. İkisi de şirkette etkili konumda oldular. Maybach’ın ürettiği Phoenix motoru sayesinde Daimler motoru yurtdışında popülerlik kazandı. Daimler ani bir şekilde 6 Mart 1900’de kalp hastalığından vefat etmiştir.
YAZI: 2022 Yılı Dijital Pazarlama Trendleri
Benz & Co. Rhine Gaz Motor Fabrikası Mannheim
Carl Benz, 25 Kasım 1844’te Almanya’nın Karlsruhe kentinde doğdu. Babası Temmuz 1846’da öldü. Annesi kısıtlı imkânlara rağmen, oğlunu makine mühendisliği okumasını sağlamıştır. Carl Benz, önce çilingir oldu sonra tasarımcıya ve atölye ustabaşılığına yükseldi. 1871’de Carl Benz, August Ritter ile beraber, Mannheim’da ilk şirketi olan “Carl Benz ve August Ritter, Mühendislik Atölyesi’ni kurdular. Ancak Ritter beklediği gibi güvenilir biri çıkmayınca, eşinin çeyizini alarak ona ödeme yapıp, şirketi tek başına yönetmek zorunda kalmıştır. Benz, 1878’den itibaren gazla çalışan iki zamanlı motor üzerinde çalışmıştır. Uzun denemelerden sonra, 1879’da yılbaşı evvelinde motoru ilk defa çalıştırmıştır. 1882’de, hissedar olarak Mannheim Gaz Motoru Fabrikasını kurmuştur. Benz’in şirketteki payı yüzde 5’dir. Benz 1883’de şirketten ayrıldı ve yeni iş ortakları iş ortakları Max Rose ve Friedrich Wilhelm Esslinger ile beraber Benz&Co. Rhine Gaz Motor Fabrikası Mannheim şirketinin kurdular. Şirket iki zamanlı “ System Benz” motorunu piyasaya sürdü. Ancak ortaklar tedirgin oldular. Bu tedirginlik sonucunda, Julius Ganss ve Friedrich von Fischer Mayıs 1890’da Rose ve Esslinger’in yerini aldı. Araç motorları üretmek büyük başarı idi. Ancak Benz sadece araçlara odaklanmak istedi ve 1906’da Ladenburg’da, Carl Benz&Sons şirketini kurdu. Carl Benz, 1912’de genel müdür olarak görevden ayrıldı ve tek yönetimi oğullarına bıraktı. Motorizasyonun yükselişine ve fikirlerinin uygulanmasına tanık oldu. 80. doğum gününde, geçmişte görüldüğü gibi ‘bir zamanlar alay konusu olan ve yanlış anlaşılan mucit’ dünyanın dört bir yanından alkış aldı. . Carl Benz, son yıllarında (1926 – 1929), yeni Daimler-Benz AG şirketinin Yönetim Kurulu Üyesi olarak aktif olmaya devam etti. Otomobil öncüsü, 4 Nisan 1929’da Ladenburg’daki evinde öldü.
Dünyanın İlk Otomobili
Benzinli motor fabrikasının finansal başarısı, Benz’e ekonomik bir temel getirmiş ve kendisini motorla çalışan bir araç vizyonuna adamasını sağlamıştır. Ancak iki zamanlı motoru bir araca monte edilemeyecek kadar büyük ve ağır olduğundan, motorunu mevcut bir araca takmak yerine, motorlu arabasını entegre bağımsız bir yapı olarak tasarlamıştır. Benz, o dönemde vagonlarda kullanılan tek eksenli direksiyondan memnun olmadığı için yenilikçi aracını üç tekerlekli tasarlıyor. Testler Ekim 1885’te başlıyor. 29 Ocak 1886’da Imperial Patent Ofisi’ne “gaz motoruyla çalışan aracı” için patent başvurusunda bulunarak tarihi öneme sahip bir adım atıyor. DRP 37435 için patent spesifikasyonu bugün otomobilin “doğum belgesi” olarak kabul edilmektedir ve dünyanın ilk otomobili için “Patent-Motorwagen” (“Patent Motorlu Araç”) adını taşımaktadır. Dünyada ilk motorlu otobüs de Mannheim’daki Benz & Co.’dan sipariş edilmiştir. 1894’de tarifeli otobüs seferine başlamıştır. Kötü hava koşulları ve teknik sebeplerle bir sene sonra durdurulmuştur. Dünyanın ilk kamyonu ise, 1 Ekim 1896’da Londra’daki British Motor Syndicate, Ltd.’ye teslim edilmiştir.
1901: İlk Mercedes
İlk Mercedes, Mart 1901’de “Nice Race Week”te büyük yankı uyandırır. Düşük ağırlık merkezine sahip güçlü, hafif bir araçtır ve daha önce yapılmış tüm otomobillerden farklıdır. İlk modern otomobil olarak kabul edilen bu öncü tasarımın gelişimi sadece Wilhelm Maybach’ın dehasına değil, Emil Jellinek’in girişimine de atfediliyor. Jellinek, DMG’ye spor araba siparişi verir ve ismini büyük kızının ismi olan Mercedes olmasını ister.
Daimler-Benz Birleşmesi
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde kötüleşen ekonomik koşullar neticesinde lüks mal olan otomobillerin satışı olumsuz etkilenmiştir. Çok güçlü şirketler sahada kalabilmiştir. Bazı şirketler ise ortaklık kurmak zorunda kalmışlardır. DMG ve Benz&Cie, Mayıs 1924’de “Mercedes-Benz Automobil Gmbh”ismiyle ortak olmuşlardır.
Wilhelm Kissel’in önderliğinde zorluklar aşılmış ve büyük fabrikalarda, modellerin sayısı kısıtlanmış ve esnek üretim sistemi ile yeniden istikrar sağlanmıştır. Böylece 1929 krizi de başarı ile atlatılmıştır. S, SS ve SSK’nın çeşitli versiyonlarındaki süper şarjlı spor otomobil, Mercedes-Benz markasının vitrin modeliydi ve sadece motor sporlarında başarı elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda şirketin ihracatın da rekor seviyesinde artmasını sağlamıştır.
Ayrıca, dünya ekonomik krizi esnasında170 adet model ürün eklenmiştir. Silah üretimi de ciddi bir gelir kaynağı olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı Dönemi Daimler-Benz
Savaş başlamasından itibaren binek otomobil üretimi azalmıştı, en önemli üretim kamyonda idi. Yedek parça üretimi ve askeri araç ve motorların onarımı da önemli hale gelmişti. Silah üretimi de savaştan dolayı artmıştı. Savaştan sonra, Potsdam Anlaşması uyarınca yurtdışındaki tüm Alman varlıklarına el konuldu ve tazminat ödemesi için kullanıldı. Daimler-Benz, Sovyet işgali altındaki bölgelerdeki tüm yabancı iştirakleri, bağlı kuruluşları ve şubeleri ile tüm varlıklarını kaybetti.
Yine pes etmediler ve kapsamlı çabalardan sonra şirket, 3 Ocak 1946’da Amerikan işgal makamlarından yeni bir üretim izni aldı.1947’de tüm fabrikalarda üretim yeniden başladı. Tüm olumsuzluklara rağmen kâra geçildi.1949’dan 1960’a kadar olan dönemde, hızla büyüyen Alman otomotiv endüstrisinde Daimler-Benz , İkinci Dünya Savaşı öncesinde sahip olduğu yere yeniden geldi. 1954 gibi erken bir tarihte şirket ciro açısından milyar sınırını kırdı ve bununla mevcut satış rekorunu kırdı. Şirket zor zamanlarda hiç pes etmemiş, kriz yönetimini çok güzel bir şekilde sağlamıştır.
Fotoğraf: pixabay
Mercedes-Benz Uluslararası Aşamaya Gelmesi
Mercedes-Benz markasının yüksek satışları, Almanya’da ekonomiye ciddi oranda katkı sağlamıştır. 1955’te Daimler-Benz, dünya çapında 178 genel distribütörle yeniden iş ilişkilerini sürdürdü. Daimler-Benz, diğerlerinin yanı sıra İran’da, Güney Afrika’da, Türkiye’de, Arjantin’de ,Brezilya’da üretim fabrikaları kurmuştur.
Yeni araba modelleri ve motor sporları etkinlikleri ile Mercedes-Benz marka bilinirliği artarak Almanya’nın en tanınan markası olmuştur. Daimler-Benz otomobilin yanında , kamyon ve otobüs üretiminde de lider marka olmuştur. 1973’de yaşanan petrol krizi otomobil sektörünü etkilese de, şirketin yükseliş trendi etkilenmemiştir. 1970’lerin ortalarında Daimler-Benz AG’nin hissedar yapısında köklü bir değişiklik oldu. Quandt Ailesi, yüzde 14’lük hissesini Kuveyt Hükümeti’ne sattı; Friedrich Flick’in elindeki yüzde 29’luk hisse bloğu Deutsche Bank’a satıldı ve sonunda Mercedes-Automobil-Holding’e (MAH) getirildi. 1993’te ticari araçlar bölümü, ABD’deki Detroit Diesel Corporation (DDC) ile işbirliği yaptı. Bu işbirliğindeki amaç, ağır hizmet kamyonları ve otobüsler için dizel motor geliştirmek, üretmek ve pazarlamak olmuştur. 2000’de Amerikan motor üreticisi Detroit Diesel Corporation devralınmıştır.
Daimler Chrysler AG Birleşmesi
1995’de, Tuscaloosa’da otomobil üretimine geçildi ve 1998’de Chrysler Corporation ile birleşerek Daimler Chrysler AG’yi oluşturulmuştur. Birleşmenin amacı şirketlerin uzun vadede rekabet gücünü muhafaza etmekti. Aynı zamanda Mercedes-Benz, otomobil sektöründe stratejik bir model girişimi başlatarak, işbirliği ile Mercedes-Benz’i tam hat tedarikçisi yapmıştır. Buna ek olarak, 1995 yılında otobüs ve yolcu otobüsü segmenti yeniden düzenlendi ve Avrupa Otobüs Şirketi (EvoBus), Mercedes-Benz AG’nin tamamına sahip olduğu bir yan kuruluş olarak kurulmuştur.
Chrysler Corporation ile birleşme ve Asyalı otomobil üreticileri Mitsubishi Motors ve Hyundai Motor Company’nin hisselerinin alınması, şirketi dünya lideri bir otomotiv grubu haline getirme amacını gütmüştü. Ancak beklenilen olmayınca, 2007’de Chrysler Group’taki çoğunluk hisseleri ve ilgili Kuzey Amerika finansal hizmetler işi satıldı. Hem Mitsubishi Motors hem de Hyundai Motor Company ile işbirliği bağlantıları da yavaş yavaş kesildi. Ekim 2007’de, olağanüstü bir genel kurul, Daimler Chrysler AG’nin adının Daimler AG’ye değiştirilmesini onayladı.
Yaklaşık iki yıl sonra, 27 Nisan 2009’da Daimler AG, Chrysler’de başlangıçta elinde tuttuğu yüzde 19,9’luk hisseden de vazgeçti. ABD’deki emlak krizinin bir sonucu olarak, dünya çapında durgunluk başlamıştır. Başta finans sektörünü vuran kriz, 2008 yılı sonunda dünya çapında otomotiv sektörünü derinden etkileyen küresel bir ekonomik krize dönüştü.
Fotoğraf: pixabay
2008 Krizi Daimler
Kriz otomotiv sektörünü de derinden etkileyerek, 2008 ortalarından itibaren Daimler AG’de de kayıplara sebep olmuştur. Ancak, 2009’un başlarında Daimler, sermayesini arttırarak Abu Dabi’de işlem gören bir yatırım şirketi olan Aabar Investments PJSC’yi yeni bir ana hissedar olarak satın almıştır. Şirketin sağlam mali durumu, kriz zamanında bile argeye yatırım yapabilmesine izin vermiştir. Böylece ticari faaliyetleri genişleterek, uluslarasılaşmaya devem edilmiştir. Bu amaçla Charleston, Güney Carolina ve Saltillo, Meksika’da yeni fabrikalar inşa edildi. 2008 krizinden sonra, 2010’da Daimler ‘de tüm iş kollarında çift haneli bir büyüme görülmüştür. Mercedes-Benz Cars’da şirket,o zamana kadar şirket tarihindeki en yüksek ikinci birim satışını yayınlamıştır. Şirketin bu başarısında iyi bir kriz yönetimi, isabetli öngörüler ve argeye ciddi yatırım yapması yatar.
Mercedes Pazarlama Stratejisi
Mercedes, teknolojik olarak üst düzey donatılan arabalarını üst düzey sosyal statüde olan müşterilerine sunmayı hedefler. Mercedes’in rekabet stratejisi model çeşitliliğini arttırmaya ve yenilemeye odaklanmıştır. Mercedes, potansiyel tüketiciler için sosyal medyayı profosyonel olarak kullanmıştır. Ayrıca Mercedes kriz yönetimini başarılı bir şekilde yürütmüştür. Kriz dönemlerinde bile birinci sınıf otomobil markası olmuştur. Kuruluş, yenilikçi ürünler, teknolojiler ve hizmetler sunarak risk durumunu yönetmiş ve böylece müşterilerin dikkatini sürekli olarak üzerinde toplamıştır. Müşterileriyle her zaman iletişimini sürdürmek için yoğun teknoloji ve dijital hizmet araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütmektedir. (https://bohatala.com/mercedes-benz-marketing-strategy-analysis/)
Mercedes’de COVID-19 Etkisi
COVID-19 pandemisinde kapanışlardan sonra, duran tek şey montaj hatları değildi. Bir bütün olarak sosyal yaşam da acil bir şekilde durma noktasına gelmişti. Dünyanın her yerinde insanlardan acilen evde kalmaları istendi, hatta bazı ülkelerde çıkış kısıtlamaları yürürlükteydi. Sistematik olarak ilgili görülmeyen kamu kurumları bu süre boyunca kapatılmıştı. Elbette otomobil bayileri de COVID-19 salgınının ilk zirvesi sırasında kapalı kalmak zorunda kaldı.
Kamu faaliyetlerini durduran acil fren manevrası, ekibin çalışmalarını durdurmasa da doğal olarak grubun kriz ekibini de etkiledi. Bu nedenle, o dönemde Yönetim Kurulu ve kriz ekibinin en önemli görevlerinden biri, Pandemi nedeniyle daha düşük talebin bekleneceği bir aşamaya grubu hazırlamaktı. Kısacası, önümüzdeki haftalarda grubun hedefi, ne zaman ve hatta satılıp satılamayacağını bile bilmeden çok sayıda otomobil üretmek değildi. 2008 ve 2009 mali krizlerinde grubun sorunu tam olarak buydu. Ama bu sefer olmayacaktı. Ve bu nedenle, iki haftalık kesintinin ardından çoğu Daimler lokasyonunda çalışmaya devam edilmemesine karar verildi. Almanya’da Daimler kısa çalışma sübvansiyonları için başvurdu ve böylece grubun mali gücünü korudu.
Daimler AG ve Mercedes-Benz AG CEO’su Ola Källenius, “COVID-19 nedeniyle talep şoku ve bir ölçüde de bir güven krizi yaşadık. Avluda öylece duran arabaları üretmekten kaçınmak ve likiditemizin çok hızlı azalmasını önlemek için üretimi durdurmamız gerekiyordu. Kısa süreli çalışma mali yükümüzü azalttı. Almanya’da pazarın büyük dalgalanmalara maruz kaldığı durumlarda bizim için çok ama çok önemli bir araç olmuştur” demiştir.